Ateş'in Dursun' a gönderdiği yazının Dursun'ca kırpılmamış hali
Kitabının 263-268 nci sayfalarında Turan Dursun, benim yazdığım bir mektuptan söz ediyor. 2000 e Doğru Dergisinin, 11 Mart 1990 tarihli ve 11 sayılı nüshasında yayinladığı, Ayın yarılması ile ilgili ayeti ele alarak "Kur'ân'da Bilim Dişı şeyler bulunduğu"nu iddiâ eden yazısı üzerine, bir cevap hazırlayıp Dergiye gönderdim -kendine değil-
184 syf.
10/10 puan verdi
24 yıllık canlı yayınımda 7810. günde -21. yaşımın içinde- bir karıncalanma oldu. Anteni sağa sola -ideolojiden bağımsız, makasıd yönü "aramaya başlamak" için "guide" bulmaktı- çevirdik, birkaç kere darp ettik. Topyekûn halde bir şeyleri yoluna koymak için sabahın fecrinde uyandık, sonra yetmedi gündüzü başkaları için heba
Kendini Aramak
Kendini Aramakİhsan Fazlıoğlu · Papersense Yayınları · 20141,714 okunma
Reklam
Bende hakkı olan yağmur damlası, döne döne üzerime yağan kar tanesi, tenimi yalayan rüzgâr, yolumda doğup batan güneş, yokluğumda hep beni soracak olan gölgem; buğday başakları, mısır püskülleri, her bahar çiçeklenen nar ağacım, hiç yemiş vermeyen dut ağacım, incirin sütü, narın hevesi, boynunu büküp son kez bana baktığında...
Ben kendi adıma ısrarla ama ısrarla iki yaşından itibaren bir çocuğun ailede o yaşa uygun, gelişimine uygun sorumluluklarının olması gerektiğinin altını çiziyorum. Bu, tuzluğu alıp mut-fağa götürmek olabilir. Oyuncaklarını toplamak olabilir. Yani elindekini kırıp dökse bile kendisine zarar vermeyeceği ufak görevler… Bir de unutma; bunu doğal olarak yapacak, onu övmeyeceksin. Yani görüyor diye gözünü övüyor musun? Hayır. Çocuk da o ailenin bir bireyi olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirecek.
Allah`ın Çocuklarının Mal Varlığı
-Yaz kış giydiğimiz tek örnek bir pijama üstü ve bir kot pantolon. “Bu iyiliğimi unutmayın “ diyen bir müteahhit tarafından hediye edildi. Çocuklarının eskileriymiş. Başka eskiler de veriliyor, saklıyoruz onları üzerimizdekiler giyilmez hale gelene kadar. -Kemerimiz yok ama ipimiz var. İpleri kaldırım kenarında bulduk. Kemer de bulabilirdik
Sayfa 164 - Kerasus Kitap
Üşenmedim yazdım, insanlığın bu tespiti okuması gerek.
Bir tarafta More ve Campanella'nın ütopyaları gibi edebi ütopyalar var, bir tarafta da Stalin, Mao Zedung ve Pol Pot'un gerçek ütopyaları. Ayrıca müsbet ve menfî ütopyalar, yani Huxley'nin ve Orwell'in ütopyaları var. İster edebi, ister gerçek; ister müsbet isterse menfî olsun, ütopya olarak adlandırılan bu fenomenler arasında esassa müteallik hiçbir farkın bulunmadığı tezi üzerine bir kitap yazabileceğimi sanıyorum. Edebî ütopyadaki ferdin (şahsiyet) inkarı, Stalin ve Pol Pot'un ütopya devletlerinde insanın pratik olarak yok edilmesine, ortadan kaldırılmasına dönüşür. Sözde müsbet ütopya, menfî ütopyadan daha az gayrı insanı değildir. Bu ütopyaların hiçbiri ne Tanrı'yı ne de insanı da tanır. Ütopya, Tanrı olmaksızın ve O'na rağmen "yeryüzü cenneti" yaratma teşebbüsünden başka bir şey değildir. Netice malum. Bu durumu bilmemize rağmen XX. yüzyıl ortalarında ispatlayamıyorduk. Şimdi, yüzyılın sonunda her şey çok açık vukubulan şey, tarihî bir tecrübe(deney)dir. Maalesef bu tecrübenin bedeli, yüz milyondan fazla insanın ve ailenin trajedisi olmuştur.
Sayfa 299
Reklam
1,000 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.