Hemen her yerde karşımıza çıkabilen 'Nietzche felsefesi' hakkında bildiklerim, köşe yazıları, bilimsel mecmualar ve okuduğum bir-iki kitap bilgisi ile ortalama bilgi dağarcığı seviyesinde seyrederken, her zamanki 'dost'un önüme bıraktığı
Karatepe'nin "1924 Anayasasına aykırı bir uygulama"31 olarak nitelediği ve 1924 Anayasası'nın yürürlükte olduğu zaman kabul edilen "Şef' sıfatı ve "Şeflik" anlayışı Çetin Yetkin'e göre "faşist ve nasyonal sosyalist kuramlardan esinlenerek ortaya atılmıştır"32. Şef, nasyonal sosyalizmde kilit terimlerden
"Tüm kurumları Avrupa'dan almak hastalığına tutulalı beri, Tarihimizi okumaz olduk. Kendi tarihine yabancı kuşaklar yetişti Türkiye'de. Geçmişle aramıza bir Avrupa setti inşa ettik."
***
Bugün ben biriyle tanıştım. Yeni bir yazar :) Yeni bir yazarla tanışmak zordur çünkü biraz ketum davranırlar, öyle hemen açıvermezler halet-i
Özünde insancıl olan bir felsefenin temel oluşturduğu ve kamçıladığı Fransız Devriminin kesinlikle yeni milliyetçiliği yaratan devrim olması, onun da yeni put olarak milli devleti yaratmaya başlaması ise tarihin cilvelerinden birisidir..
"Resmi Hristiyanlık, Tanrı kavramından çok insan deneyimini vurgulayan değişimi gerçekleştiremedi. Bu yüzden de ister istemez git gide daha çok taraftar kaybetti, çünkü insanlar, felsefi Tanrı kavramını, yeni bilimsel düşünüş tarzıyla ve ondan kaynaklanan büyük buluşlarla bütünleştiremediler. Ne var ki, bu sırf yeni düşünüşün Tanrı'ya inancın yok etmesinden ibaret değildi. Bugün bile, Batı Avrupa'da ve Kuzey Amerika'da yaşayanların çoğunluğu, Tanrı'ya inandığını söyleyebilir ama bu inanç, onların kişisel yaşamlarıyla olan tüm alakasını yitirmiştir. İnsanları, "dinsel yaşam" sürdürmeleri için heveslendirmez; Tanrı, toplumca paylaşılan ve özellikle yaşamsal tehlike anlarında "imdada yetişen Baba" olarak bazı artakalan gereksinimleri doyuran oldukça silik bir simgedir. Aslında, bu felsefi Tanrı, laik otoritenin putlarıyla birleştirilen bir put haline gelmiştir."