Bazı aşklardan yeniden doğarak çıkarız, yolumuz ulaşır ilahi aşka. Bazen de aşk çölünde parça parça ölerek mahzun kalırız. Biz dünyanın aşk mağdurlarıyız. İlahi kader bizi bin türlü belaya düçar etse de, bezm-i elestte dediğimiz beladan vazgeçmeyiz. Arafta kalmak gibi bir tercihimiz yok bizim. İlla aşk. İlla bela. Sinan Yağmur
Gelme diyorsun Bu gel demektir Birazdan güneş doğacak Doludizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim Gümüş mahmuzların parlaklığınca Yağmur nal izlerini örtmeden Sana geleceğim
Reklam
Nice depremlerle sınandığımız bu yaralı coğrafyada, Artçı acıların ardı kesilmedi hiç .Yeni doğmuş çocuklarımıza, kimliksiz gözlerimizle baktık hep Çünkü Yasak adlı isimlerdik... Zeytin dalına tutunmuş çocuğun bir hatırı olmalı Sudaki balığın, Annemin çorak topraklara dönmüş ellerinin ,Her bahar yeniden yuva yapan kırlangıçların Bir hatırı olmalı, Yoksa yakarım bütün şarkıları Gökkuşağı bakışlıydık geleceğe dair Bir bakıma şanslıydık, Tarihin en amansız doğusunda Bir acayip Afrikalıydık, Bir acayip Asyalı, Ermeni, Süryani, Kürt'tük Düşten ibarettik... Yaralıydık, yaslıydık, yasaklı Biz Mezopotamyalıydık.. Turan şengül
Yarımada
Biz kırıldık daha da kırılırız Ama katil de bilmiyor öldürdüğünü Hırsız da bilmiyor çaldığını Biz yeni bir hayatın acemileriyiz Bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor Şiirimiz, aşkımız yeniden, Son kötü günleri yaşıyoruz belki İlk güzel günleri de yaşarız belki Kekre bir şey var bu havada Geçmişle gelecek arasında Acıyla sevinç arasında Öfkeyle bağış arasında CEMAL SÜREYYA
Joan Baez - All the Weary Mothers of the Earth
yeryüzünün bütün bitkin anneleri yeryüzünün bütün bitkin anneleri sonunda dinlenecekler onların bebeklerini ellerimize alacağız ve elimizden geleni yapacağız güneş tarlaların üzerine alçaldığında kendilerini aşka ve müziğe bırakacaklar ve yeryüzünün bütün bitkin anneleri dinlenecekler ve traktörü üstündeki ve sabanı yanındaki çiftçi şaşkınlık
Kendini yeniden sevmek veya sevmeyi öğrenmek- Alice in the Cities 1974- Şans ver!
Bugün uzun zamandır yapmadığım "şans ver" başlıklı yazılarıma bir yenisini daha ekleyeceğim. 1974 Yapımı siyah beyaz ve Alman sineması eseri olan Alice in the Cities (Alice in den Städten) filmini izledim ve film beni gerçekten çok etkiledi. Filmin içeriğini çok kaba hatlar ile anlatacağım ve daha sonra neden etkilendiğimi aktarmaya
Reklam
Anadolu çocuklarına "Biz Türk değil miyiz" deyince "estağfurullah" dedirten neydi? Araplığa hizmet eden Osmanlı idi. Hep soruyorlar: Neden Osmanlı, örneğin bir İngiliz gibi gittiği yere kendi kültürünü ve dilini götürmedi? Benim cevabım: Çünkü Osmanlının kültürü Türk kültürü değildi. Arap kültürünü götürdü nereye gittiyse. Dil olarak da Türkçeyi üvey evlat gördü. Onu arka plana atmak için kelime çorbası olan osmanlıcayı icat etti. O da ölü doğan bir dil oldu doğal olarak. Kökü yoktu çünkü. İngiliz, sömürdüğü yere dilini ve kültürünü götürdü. Osmanlı gittiği yere arap kültürünü ve arap kelimelerini götürdü. Onun için Osmanlının 500 yıl egemenliği altında kalmış Arap bölgelerinde bir tane Türkçe kelime, Türkçe isim, Türk geleneği duyamazsınız. ama Türkçede binlerce arapça kelime duyarsınız. Osmanlı Türk evlatlarını Araplara, Arap kültürüne ve Arap diline hizmet ettirdi. Atatürk ile Türkoğulları Arap hizmeçisi olmaktan kurtuldu. Ama yeniden Arap hizmetçisi yapılmak isteniyor. Not: Halil İnalcık hoca Osmanlı ailesinin kökeninin belli olmadığını ifade etmiştir. II. Murat döneminde Yazıcızade'ye Kayı boyundan olduklarını yazdırmışlardır, ancak aslı astarı yoktur...
Şevket Süreyya Aydemir
Şevket Süreyya Aydemir
twitter.com/Tekyolbilim/sta...
Aşı Karşıtlığı Hakkında - 1
İnsanlık olarak diğer canlıların başaramayacağı birçok şey yaptık: doğaya göre hareket etmek yerine önce onu anladık, sonra kendimize uygun hale getirmeyi öğrendik; tarım ve hayvancılık ile diğer canlıları yönettik, nasıl evrimleşeceklerini belirledik; kültür, sanat, bilim gibi bize özgü alanlar oluşturduk… Ama tüm bu başarıların sahibi biz
"Herkes gitti.Belki de bir daha hiç dönmeyecekler. Bu hayat bana şunu öğretti ki; giden geri dönmüyor, dönse de eskisi gibi olmuyor.Hepiniz hayatımdan geçtiniz. Bana kattıklarınız, öğrettikleriniz, dostluklarınız için sonsuz teşekkürler. Dışarıda akıp giden bir hayat var biliyorum, ama ne yapsam o hayata dahil olamıyorum. Eğri duruyorum her yerde. Başkaları yapınca tecrübe dediklerine, ben yapınca hata dediler. Başına gelen her zorluğa kafa tutabilenlerden değilim. Denedim ama olmadı. Yapamadım! Haklıydın Metin amca Dünya değişti ve biz kaybettik. Madem öyle, ben de geçmişe giderim. Bi ekranın karşısına oturur gibi oturur, tüm yaşadıklarımı tekrar tekrar ve tekrar tekrar izlerim. Çünkü biliyorum ki bir zamanlar mutluydum. Hepimiz çok daha mutluyduk bir zamanlar. O mutlu anları bir daha yaşayamasam bile, yeniden hatırlamak isterim. Kimi hayatı dolu dolu yaşar, kimisi de benim gibi geçmişe takılır ve hatıralarla yaşar.Gelecekte yerim yok! Ben geçmişe aitim. Ben Mecnun Çınar ben bu oyunu denedim ama bozamadım." •Leyla ile Mecnun
Herkes gitti.Belki de birdaha hiç dönmeyecekler. Bu hayat bana şunu öğretti ki; giden geri dönmüyor, dönse de eskisi gibi olmuyor.Hepiniz hayatımdan geçtiniz. Bana kattıklarınız, öğrettikleriniz, dostluklarınız için sonsuz teşekkürler. Dışarıda akıp giden bir hayat var biliyorum, ama ne yapsam o hayata dahil olamıyorum. Eğri duruyorum her yerde. Başkaları yapınca tecrübe dediklerine, ben yapınca hata dediler. Başına gelen her zorluğa kafa tutabilenlerden değilim. Denedim ama olmadı, Yapamadım! Haklıydın Metin amca Dünya değişti ve biz kaybettik.Madem öyle, ben de geçmişe giderim. Bi ekranın karşısına oturur gibi oturur, tüm yaşadıklarımı tekrar tekrar ve tekrar tekrar izlerim. Çünkü biliyorum ki bir zamanlar mutluydum. Hepimiz çok daha mutluyduk bir zamanlar. O mutlu anları bir daha yaşayamasam bile, yeniden hatırlamak isterim. Kimi hayatı dolu dolu yaşar, kimisi de benim gibi geçmişe takılır ve hatıralarla yaşar.Gelecekte yerim yok! Ben geçmişe aitim. Ben Mecnun Çınar ben bu oyunu denedim ama bozamadım. Baba bu kız çok güzel! | Leyla ile Mecnun
Reklam
So long, London.
sakince yerle bir oldun bende. fark ettin mi? aramıza giren her mesafeyi ben diktim. her gidişine ben koştum. her soru işaretine noktayı koymak için ben çabaladım. yağan her yağmurda üstümüzü ben silkeledim. ama sonra kemiklerim soğuğa yakalandı. sana son vedamı orda yaptım sandım. yağmurda. yürürken. yalnız başıma. sadece gözyaşlarımın eşliğinde. orda dedim. evet, olmaz. evet, daha fazla koşamam. evet, bu yağmurda yalnız ıslanıyormuşum. ama sorun değil. üstümü silkelemeyi ve kurtulmayı biliyordum. ama sen... sana üzülüyorum. sen bilmiyorsun. ve kalp masajı bitti. ruh bitti. artık kızgın değilim. sen, ben bitirdim sanıyorsun. ama o gemiyi ayakta tutmaya çalıştığım her saniye ben boğuluyordum. geç kaldın. çok geç kaldın. artık olmaz dedim ikinci kez. bu sefer emin. taksimdeydim. yine. son kez dedim sana. evet, olmaz. yüzüm yeniden renklendi. orayı sevdiğim için, sevmek istediğim için kızmadım kendime. sen bana çok şey öğrettin. iki mezar. bir silah. birini bulacaksın. birini bulacağım. o biz olmayacağız (iyi ki)
Biz kırıldık daha da kırılırız Ama katil de bilmiyor öldürdüğünü Hırsız da bilmiyor çaldığını Biz yeni bir hayatın acemileriyiz Bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor Şiirimiz, aşkımız yeniden, Son kötü günleri yaşıyoruz belki İlk güzel günleri de yaşarız belki Cemal Süreya
Resim