* Gerçekte bütün devletlerin bütün devletlere karşı, ilan edilmemiş de olsa, doğa gereği bir savaşı vardır.
* Kendi kendini yenmek zaferlerin en başta geleni ve en güzelidir, kendine yenilmek ise bütün bozgunların en çirkini ve en kötüsüdür. Bu, hepimizin içinde kendimize karşı bir savaş olduğunu gösterir.
* İçimizde haz ve acı dediğimiz,
Yaban yaşamda acıma bilinmezdi. Acımak korku olarak algılanırdı, böyle yanlış anlaşılmalar da peşi sıra ölümü getirirdi. Ölmek ya da öldürmek, yenmek ya da yenilmek temel ilkeydi,...
"Yenilen pehlivan güreşe doymaz", atasözündeki pehlivanım ben..
Arsızlık dersin, güler geçersin. Bilmezsin, aslında asıl meselenin mağlubiyet ya da galibiyet olmadığını. Pehlivan dediğin, güreşi sever. Yenmek ve yenilmek başına gelen neticelerdendir sadece..
O kadar çok yenildim ki bir gün kişisel gelişim kitabı yazarsam, piyasalardakinin aksine başlığı muhakkak şöyle olacaktır;
'Başarısızlığa Giden Yolda 10 Adım'..
Böyle bir kitap çıktığında, kendini bilen biri muhakkak başarısızlık için 11. adımı da kendisi atacaktır..
Elimizi 'bu galiptir' diye havaya kaldıran olmasa da, pehlivanlık ruhumuzda var.
Ruhu delişmenler olarak son sözümüz;
"Yenişmek değil güreşmektir derdimiz!"
Yenmek, yenilmek, düşmek, doğrulmak; hayatın çirkin, acımasız yüzüne rağmen ve netice ne olursa olsun mücadele etmek... Bütün bunların sonunda elde kalan şeyin, elle tutulamayan gözle görülemeyen güzellikler olduğuna şahitlik etmek...
.
"Siz yüz yıllık bir çürümenin sonucusunuz. Bir ülke nasıl batar? Yalnızca savaşlarda yenilmekle değil, elindeki toprakları başkalarına kaptırmakla da değil... Ruhça çökerek, yaşamaktan koparak batar. Enver Paşa bir gün kaçıp gitti. Ne düşünüyordu o sırada biliyor musun? 'Bu sefer yenildim. İnsanın hayatında yenmek de, yenilmek de vardır',
Dolu dolu hayat barındıran, bireysel başarısızlıklarınızdan başarılar çıkarabileceğiniz, her şeye rağmen mücadele etmek için güç bulacağınız bir kitap yaşlı adam ve deniz.
Kitap aynı zamanda Nobel ödüllü. Yazarın balıkçılık geçmişi de var yani bizimle sadece bir kurgu paylaşmıyor kendi yaşanmışlığını ve duygusal mücadelesini de paylaşıyor.
Yaşarken yenmek de var, yenilmek de. İnsan olarak şahsiyetin, toplum olarak kimliğin korunması hem yendiğinde, hem de yenildiğinde kendin kalabilmekten geçiyor.
"Kendi kendini yenmek zaferlerin en başta geleni ve en güzelidir, kendine yenilmek ise bozgunların en çirkini ve en kötüsüdür. Bu, hepimizin içinde kendimize karşı bir savaş olduğunu gösterir."
Dünya bize hep der ki "şu noktada doğdun, haydi tutun, ilerle, ayakların yere sağlam bassın, değişimlere uyum sağla, iyi ol, sağlıklı ve zinde kal, başarılı ol." Çoğunluk sormaz oysa, nedir 'başarı', nedir 'iyi ve sağlıklı olmak, basılacak zemin neresi ya da var mı öyle bir zemin? Bunca adaptasyon ne için?
Sabrediniz, sabır en güçlü yumruktur. Biz... Mağlup varsa galip değiliz! Çünkü birinin kaybettiği yerde sevinen kişi kendi kalbinden en uzak yerdedir.Mağlup varsa galip değiliz çünkü uygarlık illa ki yenmek değildir. Mağlup varsa galip değiliz çünkü arenada karşımızda duran kişi asıl rakibimiz olamaz. Biz ancak kimsenin kaybetmediği bir ringde kazanabiliriz.Birinin kaybetmesi için çabalamak bize yakışmaz. Çünkü yenilmek yalan, ölmek de yenilmek değil.