Ve Kudüs şehri. Artık yer şehri, toprak şehri. Bakır yaprakların, çelik göğdelerin, acımasız yüreklerin. Demir köklerin, tunçtan ve uranyumdan dalların. Kurşundan çiçeklerin şehri. Gülle kusuyor ana rahmi Bomba parçalıyor beynini bebeğin. Tanklar saldırıyor evlere bir anda ev yok tank var Uçak var gök yok utanç var Ve kime karşı bütün bunlar Masum insanlara karşı Binlerce yıl oturdukları yurtta kalmak isteyenlere karşı Ve kim tarafından bütün bunlar Romanın, Babilin, Asurun ve Firavunların Ve nice milletlerin zulmünü görenler tarafından Zalime olan öcünü mazlumdan almak Zalim olmak ve en zalim olmak Ve artık ne İbrahim ne Yakup ve ne Musa var Tersinden okunan Tevrat hükümleri Karaya boyanmış Mezmurlar
Sayfa 65 - Anka Yayınları, 1. Baskı, Ekim 2001 // Sezai KarakoçKitabı okuyor
Bazen çaresiz kalırsın..
Yer demir gök bakır! Uçan kuştan medet gelmiyor, aman vermez dağlar çevirmiş dört yanı. Elinde çare diye bir şey kalmamış, uçup gitmişti.
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
Çocuklar büyüklerin gizlediklerinin aynasıdır.
Sayfa 180
… iki cendere arasında ezildikçe eziliyor, boğuluyor.
Dokunan değil, kötülük etmeyi düşünen değil, onun sözünün üstüne söz koyan bile beterin beterine uğrayacak.
Hiç düşündünüz mü bu denizlerin, şu ulu bozkırın sonu nerede biter? Denizlerin arkası nereye dayanır? Gün nasıl doğar, nasıl batar? Günün arkasında ne var? Radyo nasıl söylüyor, kuş nasıl uçuyor, hiç düşündünüz mü?
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.