İçeri girdi ve şöminenin önündeki koltuğa oturdu, odanin duvarları gidip gidip geliyordu.
Bacak bacak üstüne attı ve eteği yukarı sıyrıldı ; kalçalar, dizler, topuklular, naylon çoraplar ve ten.. ah ah ah mermahet!
Ayağını salladı, kızıl saçları koltuğun arkalığından aşağı dökülüyordu, abajurun ışığında kızıl saçları alev alevdi.
Anlamakta güçlük çekiyordum , bakmayı bile hak etmiyor ve bunu biliyordum.