Yine bir DOSTOYEVSKİ kaçamağı yaptım ve her zaman ki DOSTOYEVSKİ bana karışık duygular hissettirdi ama bu konuda en anlamlı söz NABOKOV'UN ''Aynı şekilde,doktor Lujin'e Dostoyevski'den herhangi bir şey verilmesini yasakladı,zira Dostoyevski,doktorun deyimiyle,çağdaş insanın ruhunda baskılı bir etki yaratıyordu,sanki korkunç bir aynaymış gibi- ''
bu nasıl bir kurgudur Game of Thrones'ta bu kadar ani hikaye değişimleri yok :)
kurgusu harika hayranlıkla okudum sürekli bir merak uyandırıyor kitabı elimden bırakamadım resmen kendini zorla okutuyor(yer altında dünya var için) Betimlemelere gelirsek her iki kitapta da mükemmeldi soyut kavramları öyle bir anlatıyor ki sanki elimde tuttuğum kitaptan daha canlı daha elle tutulur. O kadar somuttu ki karakterle beraber yeri geldi hüzünlendim yeri geldi mutluluktan havalara uçtum. Sonlara doğru hikaye yarım kalacak diye çok korktum fakat yazar hikayeyi ustalıkla bitirdi. Yazarın okuyucuyla kurduğu direkt iletişimler ise bence kitabın en tatlı özelliği zaten o olmasa kitap bitemezdi.
Neyse uzun lafın kısası bu kitabı okumadan ölmeyiin :))
"Bana öyle gelir ki, seçme adamlar; bir olay karşısında sadece -benim gibi- etkilenenler, belirsiz şeyler duyup ruhlarından incinenler değildir; üzüntüyle beraber bir hüküm verebilenlerdir. Soğuktan veya sıcaktan bitkiler de bir şeyler duyarlar; fakat korunamazlar, etkisinde kalmakla yetinirler."
"-İşte, dedi, bunu, onun için kullanıyorum, gidemediğim İstanbul'a kavuşmak için... Bu benim pasaportumdur.
Erkek şişeyi kaptı, dedi ki:
-Öyleyse bana da ver... Çünkü ben de gidemiyorum!"
Gurbet hikayeleri çok ilgi çekici olmasa da yer altında dünya var kısmını beğendim. Aşk adamı yer bitirir, dikkatli olmak lazım :) Tavsiye derim sürükleyici, sıkılmadan okuyacağınız bir kitap olabilir.