- Federico Mayor, büyük bir İspanyol biyoloğudur. Her yıl buluştuğumuz bu ünlü bilim insanı bir gün, Paris'te, dinozorların dünya sahnesinden silinişlerinin hikayesini anlatmıştı. Biyoloji biliminin bulgularına göre, dinozorların gövdeleri olağanüstü boyutlarda gelişmiş. Buna karşılık beyinleri aynı kalmış. Böylesine büyük bir gövde ile küçücük beyin arasındaki oransızlık yüzünden de dinozorların nesli tükenmiş. Demek ki beyin ile gövde arasındaki orantı çok önemli. Büyüme aşamasında sadece gövdenin değil, beynin de gelişmesi gerekiyor. Son zamanlarda, Türkiye'deki yapısal sıkıntılara bakıyorum da, aklıma dinozorların garip kaderi gelip takılıyor. Acaba biz de dinozorlar gibi gövdece büyürken, beyinsel olarak yerimizde mi sayıyoruz?
Biz ham ruhlar, yabanî ruhlar bir türlü pişemiyoruz. Derimizde hafif bir ılıklık duysak yandık sanıyoruz. İçimize küçük bir kurt girse yedi mahalleyi ayağa kaldırıyoruz. Bir türlü yanamıyoruz. Bir türlü kül olamıyoruz. Bir türlü rüzgârda savrulamıyoruz. Nihayetsiz yanıp, nihayetsiz susamıyoruz. Acının tepesine çıksak sessizliğin kuyusuna gireceğiz. Çıkamıyoruz. Giremiyoruz.
Sayfa 99 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Vakit yok bir daha yemyeşil eylül tramvaylarına
Bir otobüse biniyoruz, sahiden biniyor muyuz Söyle, nerde "Göğe bakma durakları", nerde Birinin elinde gazete ve süt Gazete mi, evet gazete Bütün manşetler tutsaklığı ve yenilgiyi çağrıştırıyor Paramızı veriyoruz, üstünü alıyoruz, bozuk paralar Cebimizde nikel Cebimizde sarılmış ölüler halinde. Her şey bir hızlı adım
Sayfa 381-382 (saate bakmak şiiri)Kitabı okudu
İkimizde seni seviyoruz ne güzel Olmuş yerlerine bakıyoruz Bütün aynalarda ikimizde seni beğeniyoruz ne güzel mevsimler geçiyor üstümüzden susuz bir yolculuk tıka basa dolu mataralar arasında ikimizde seni seviyoruz ne güzel söylenmiş sözleri tekrarlamaktan ve incinmekten yine eski yaralarımızdan korkuyoruz ikimizde saklanıyoruz ne
Yanıldığımız bir nokta var; sanıyoruz ki ölüm önümüzdedir; oysa ölümün büyük bir kısmı şimdiden geçip gitmiştir. Hayatımızın gerimizde kalan kısmını ölüm geçirmiş eline. O halde bana yazdığın gibi davran, Lucilius’um, sarıl bütün saatlerine: bugününe el koyarsan, daha az bağlı kalacaksın yarına.
ve biz ham ruhlar,yabani ruhlar bir türlü pişemiyoruz.derimizde hafif bir ılıklık duysak yandık sanıyoruz.içimize küçük bir kurt girse yedi mahalleyi ayağa kaldırıyoruz.bir türlü yanamıyoruz.bir türlü kül olamıyoruz.bir türlü rüzgarda savrulamıyoruz.nihayetsiz yanıp,nihayetsiz susamıyoruz.acının tepesine çıksak sessizliğin kuyusuna gireceğiz.çıkamıyoruz.giremiyoruz.
Reklam
344 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.