Fatmagül Berktay kitabında toplumsal cinsiyeti şu şekilde tanımlıyor “belirli bir zamanda belirli bir toplumda cinsler için uygun olduğu varsayılan davranışların kültürel tanımı.”
Bugün aile, gelenek ve dinsel tabular yoluyla sürdürülen anti-feminist söylemin ana hedefi de aslında bu toplumsal cinsiyeti sorgulayan kadınlar, kadın hakları örgütleri ve bu konuda bilinçlenen bir kuşak. Bu kuşak artık toplumsal cinsiyeti sorguluyor ve kendisine giydirilmiş cinsiyetçi kalıpları reddediyor.
Çok evlilik, kadının şahitliğinin yetersizliği, cariyelik, kölelik. Bunların hepsi tarihsel dinsel bir metin olan Kur’an’ın içindeki ataerkil öğeler. İslamcılığın ne olduğuna ne zaman ortaya çıktığına vakıfım. Bu ideolojinin İslam’la hiç ilişkisi olmadığı siyasi bir ideoloji olduğu da kısa yoldan günü kurtarmaktan başka bir şey değil.