Bir an kayboldun gibi. Yaşadım kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti
Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma
Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından
Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde
Bir ışık bir
Endüstri Devrimi adına yük atlarından özür diliyorum. Tekniğin hizmetine sunularak aşağılanan akıldan; kara, yeşil, kızıl ve boz ırmaklardan özür diliyorum. Önümde akıp giden şu asfalta yapışmış kedi yavrularından, bakırcılar çarşısından, göçmen kuşlardan, "şiir okumak ve nefes almak için aynı fiili kullanan Haida yerlilerinden" Çingenelerden, delilerden, meşe palamudundan, lüfer ve kılıçbalığından, koşarak doğuran antiloplardan özür diliyorum. İncitilmiş zihinden, alçaltılmış bedenden ve küçük düşürülmüş ruhtan... Jeff Bezos adına bağımsız kitapçılardan ve sahaflardan, Steve Jobs adına Tibet'teki dua çarklarından, gazeteler adına dünyadan özür diliyorum. Atakan Yavuz
Sahi, Ben Senin Neyinim?
Yeşil gözlerinde kırık siyah parçalar
Nesnelerle arana koyduğun o ürkütücü mesafe
Var olmayı reddedişindeki soyluluk
Aile sırlarımız, mektup aşkları...
Yeşil Peri Gecesi kitabı bir kadının kendiyle mücadelesini anlatıyor.Kötü geçen çoçukluğu ,annesi ile olan sorunları.problemli evliliği,hataları ,umutları......
Yeşil Peri Gecesi kitabını okuyacaklar için önce Kapak Kızını okumalarını tavsiye ederim.Birbirinden bağımsız konular ele alınmış olsa da bazı karakterler kapak kızında da yer alıyor.Karakter hakkında ön bilginiz olduğu zaman kitabı okumanız daha kolay olur.Yeşil Peri Gecesi kitabını beğenmemde ki diğer etken Edip Cansever ve Cemal Süreya dan alıntıların bulunmasıdır.
Günümün Kitabı:
1000kitap.com/kitap/Hece-Hece...
Bugün akşam işlerimi bitirince kampüste 'Yeşil Vadi' denilen göl kenarına indim. Süt Kardeşler'deki Yeşil Vadi değil yanlış anlamayın :) Biraz yürüdüm,güzel bir yere oturup kitabımı çıkardım.Ve yaklaşık 10 dakika kadar okumaya başladım.Hava da tam kıvamında,çiftler el ele göz göze..Kitabımı okurken burada yaptığım şeyler falan aklıma geldi.Sonrasında ise -nerden aklıma geldiğini hatırlayamadım- Çiğdem hanım geldi.Dedim ''Bir arayayım şunu,halini hatrını sorayım.'' diye. Birkaç dakikacık konuşuruz diye düşünüyordum.Düşünmez olaydım.Karşımda nasıl ''Şapşik'' bir kız çıktı anlatamam :) En az yarım saat telefonda sohbet ettik.Bana çıkardığı bu şiir kitabından ve yazmaktaki yeteneklerinden bahsetti.Epey konuştuk..ve şunu anladım ki..''Daha konuşacağımız çok şey var.''
Çiğdem Horat sevgili yazarımıza buradan ve buradan (
Çiğdem Özdemir) ulaşabilirsiniz. :)
DN: Takma adını şimdi görüyorum. ''cito'' yapmış ya.Hakikaten şapşik bu kız :)
Bir gemici tanırım
Kalbini bir limanda bırakmış
Ya kaybolursa?
Ağlar çocukluğundaki gibi
Kalbini almaya gidecek hâlâ
Bir oğlan tanırım
Derin yeşil gözlü
Gönlü güney denizlerinin dibi
Kalbi ise yerinde
Birine vermeye gidecek
Bir gemi arar durur
Bulutlardan.
Bir şair tanırım
Onunki içler acısı
Kalbini asla vermemiş
Çalmışlar
Kalbi eski bir efsanede saklı.
Güçlü bir el silkeledi beni sonra
Sanırım Tanrı'nın eliydi.
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.
Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,
Çok şey görmüşüm gibi,
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan,
Ah.. dedim sonra
Ah!
Yeşil kadifelerin ki siner odalara karanlıkları
temmuzları tanımlar orda bir çocuğun öğleyin uyuduğu
o çocuğun uykusunu limonlarla ovarlar
kardeşi olmayanlar kitap okurlar...
Orhan Veli'ninKapalı Çarşı'sı ile başlayalım mekan-şiir gezisine.
"Kapalı Çarşı"
Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin,
Sandık odalarında;
Senin de dükkanın öyle kokar işte.
Ablamı tanımazsın,
Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı;
Bu teller onun telleri,
Bu dudak onun dudağı işte.
Ya bu camlardaki kadınlar?
Bu mavi mavi,
Bu yeşil fistanlı...
Geceleri de ayakta mı dururlar böyle?
Ya şu pembezar gömlek?
Onun da bir hikayesi yok mu?
Kapalı çarşı diyip te geçme;
Kapalı Çarşı
Kapalı kutu.