Offf Coffey :,(
"İnsanların birbirlerine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum. Asıl da acıdan. Çok fazla. Eğer sona erdirebilseydim, yapardım. Ama yapamıyorum."
Sayfa 366 - Altın KitaplarKitabı okudu
"Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık, patron. Yağmur altında bir ispinoz gibi yalnız ,hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman bana eşlik edecek, bana nerden geldiğimizi, nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. "
Sayfa 366 - Altın KitaplarKitabı okudu
Reklam
"Yatma zamanı bir ışık açık bırakıyor musunuz? Çünkü bazen karanlıktan korkarım biraz , eğer yabancı bir yerdeysem."
Sayfa 18 - Altın KitaplarKitabı okudu
"Lütfen patron, yüzüme o şeyi geçirmeyin." dedi fısıltı halinde bir iniltiyle. "Lütfen beni karanlığa göndermeyin, ben karanlıktan korkarım." ~John Coffey~
Sayfa 379Kitabı okudu
John Coffey
"Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık, patron. Yağmur altında bir ispinoz gibi yalnız, hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman bana eşlik edecek, bana nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. İnsanların birbirine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum. Asıl da acıdan. Çok fazla. Eğer sona erdirebilseydim, yapardım. Ama yapamıyorum."
Sayfa 393 - CoffeyKitabı okudu
Ama bazen, Ah Tanrım, Yeşil Yol o kadar uzun ki...
Mr.Jingles'ın benim arkam dönük ve dikkatim, en önemli özelliği intikamcı bir tür merak olan bir adama yönelmişken öldüğünü düşünüyorum. Yağmurda yanında diz çökmüşken, bilinçsiz son saniyelerini titreyerek tüketen Janice'i düşünüyorum. "Kes şunu," demeye çalışmıştım o gün John'a hücresinde. "Ellerimi bırak, yoksa
Sayfa 428Kitabı okudu
Reklam
Pek ender, altı-yedi yıl arayla nezle oldum ama nezle olmayan insanlar genelde daha ciddi rahatsızlıklara yakalansalar da, bende asla öyle olmadı. Bir keresinde, o korkunç 1956 yılının başlarında safra kesesi taşı düşürdüm. Ve bütün anlettıklarıma rağmen bunu okuyanlardan bazılarına garip geleceğini bilsem de, bir parçam o yalı düşürürken çektiğim acıdan zevk aldı. Yirmi dört yıl önce, su sistemimdeki o sorundan bu yana çektiğim ilk acıydı bu.. 1932'de John Coffey bana yaşam aşıladı. Beni yaşam enerjisi çarptı da diyebilirsiniz. Eninde sonunda bir gün tabii ki öleceğim; herhangi bir ölümsüzlük iddiam da Mr. Jingles'la birlikte gitmiş olmalı; ama ölüm beni bulmadan çok önce onu arzuluyor olacağım. Doğruyu söylemek gerekirse, daha şimdiden, Elaine Connelly öldüğünden beri arzuluyorum.
Sayfa 427Kitabı okudu
Ama tabii John Coffey'nin 1932'de kurtardığı yalnızca Melly Moores ya da Del'in makarayla o şirin numaraları yapan ve sanki Del gelmeden onu arayan faresi değildi... John Coffey de gelmeden çok önce. John beni de kurtarmıştı ve yıllar sonra Alabama'da yağmur altında durmuş, bir altgeçidin gölgeleri arasında hiç orada olmayan bir adamı arar, darmadağın eşyaların ve mahvolmuş ölülerin arasında dururken, korkunç bir şeyi öğrendim: bazen kurtulmakla lanetlenmek arasında kesinlikle hiçbir fark yoktur.
Sayfa 426Kitabı okudu
John ileri doğru atıldı. Bir an için göz göze geldik. Bakışları bilinçliydi; biz onu dünyanın ucundan aşağı iterken en son gördüğü bendim. Sonra arkaya düştü, başındaki başlık biraz yamuldu, altından duman, bir tür yanık sis tütmeye başladı. Ama genelde çabuk bitti. Elektirikli sandalye taraftarlarının her zaman iddia ettikleri gibi acısız olduğundan kuşkuluyum (içlerinden en azılısı bile bu düşünceyi bizzat sınamaktan kaçınır), ama hızlıydı. Elleri iki yanına yine düştü, eskiden mavimsi-beyaz olan tırnak dipleri artık koyu patlıcan rengini almıştı. Süngerin suyundan ve... gözyaşlarından ıslak olan yanaklarından ince bir duman tütüyordu. John Coffey'nin son gözyaşlarından.
Sayfa 409Kitabı okudu
168 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.