Çevre katliamı
ÇEVRE KATLİAMI
Değerli okurlarım,
Şehirlerde yeşil alanlar,Ege’de zeytinlikler, Karadeniz’de dere yatakları Artvin’de ve farklı şehirlerde maden ve Hes’ler yabancı şirketlerin kalkınmasına kurban edilirken, Batı’da orman yangınları her yaz bizi yasa boğarken, güneyde meralar hızla çölleşirken, tarım arazileri bir bir yok
Sizce bir idam mahkumu ölümüne saniyeler kala ne isteyebilir? Bir yemek mi içecek mi veya özgürlüğünü mü? Belki de çocuktan kalan bir hayal. Sinema... Evet! Sevgili John Coffey'in tek hayali idamından önce sadece bir kere sinemaya gitmek... Dışarıdan çok basit bir hayal olmalı.. Dev gibi bir adamın idamından önce istediği şey hepimize saçma gelebilir, üstelik bunu tüm bir yaşamına tercih ediyor oluşu... Ve bizi şaşırtan diğer bir şey ise bu dev gibi cüssedeki idam mahkumunun ölümden çok karanlıktan korkuyor oluşu.. John Coffey'in idamından hemen önce söylediği iki cümle belki bizi yıllarca düşündürebilir.
Lütfen patron, o şeyi yüzüme kapama. Beni karanlıkta bırakma.
"Onları birbirlerine olan sevgileriyle öldürdü.."
Dürüstlük, Doğruluk, Merhamet... Bu üç esas duygunun ölüm ve korku ekseninde şekillenmesi filimde beni en çok etkileyen şeylerden biri oldu. Hakikat meşalesiyle ölümü aydınlanmış şekli oldun yeşil yol.. Hakikat toprağında sabırla yetişen bir sevgi dalı, kökleriyle hem kalbimizi hem sevdiklerimizi hem de dünyamızı tüm kötü şeylerden koruyabilir. Ucunda ölüm bile olsa inanın, sevin ve hiçbir zaman merhametinizden ödün vermeyin... Ve son olarak sevgili John Coffey, biliyor musun tüm film boyunca bütün insanlar sadece senin kalbinin güzelliğini izlemiş olabilirler.😉
Teşekkürler Yeşil Yol 💚🎬
Omzuma düştüyse yüzün,
Bütün denizleri getiririm saçlarına,
Maviliklerle korur seni kalbim.
Sen konuştuğun an tüm sesler susar.
Sesin yeşile çalar, bir kuş seni evi sanabilir.
Ben kelimelerini toplarım.
Sen hiç durmadan sarıl bana. Kırılsın bütün sızım.
Kırılsın bütün sensiz kalmış zamanım.
Sen sev beni.
Akşam uykuya dalar,
Sabah yeniden kalkar gibi.
Basit sade ama mucizevî.
Kalbim israf etmez seni.
Varsın Olmasın, Umut Güner
Okunması gereken bir alıntı.
Romantik islamcılığı bekarken de havsalam almazdı. "Sakalından damlayan abdest suyunu şalımla sileyim sözü bugün olduğu gibi dün de absürt gelirdi bana.
Fakat benim de tav olduğum sözler vardı. "Kitaplar da çeyizden sayılsın" mesela. Nasıl hoşuma giderdi bu söz!
Ben fetişleştirilmiş örfe başkaldıracak, çeyizimi asla dantel mantel,
Peygamber Efendimiz'e (sav) ithafen...
~
Sanma ki sen, çöl* ölü, hayat hiç yok içinde.
Doğmadı mı Peygamber, boş san(y)dığın çöllerde?
Yaratmışken kainatı, cânâ ruhu Üfleyen,
Sanar mısın halk etmez, canı kumlar içinde?
Sandık ki çöl verimsiz, sunacak bir şeyi yok.
İçinde doğdu Kur'an, ilminin benzeri yok.
Tane tane kumları taşıyınca rüzgarlar,
Yeşil amazonda bile, beyâbân
En çok sen bak,
en çok sen sev
çünkü şiir bir çocuktur;
garlara bırakılmış küçük bavuluyla,
en çok senin elin yakışır,
mevsimini ilkbahara dönüştürmeye,
en çok sen bakarken olur;
harflerine sarı bulaşmış yalnızlığın,
yeşile dönme mucizesi…
Ali İhsan Konuklu