Yeter ki insan kaybolmasın, insan bozulmasın. Eşyayı, etrafı yenilersin; düzeltirsin ama bozulan insanı düzeltmek zordur, kim bilir kaç nesil alır. Fikriyatımız da öyle. Yeter ki biz, etrafımızda pervane kesilen ruhun fısıltısını duymak için kalbimizi açabilelim. Fetih bir defaya mahsus değil. Fetih açmak, açılmak demek.
Sayfa 122 - Dergah Yayınları
164 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
“Yeter ki insan kaybolmasın, insan bozulmasın. Eşyayı, etrafı yenilersin, düzeltirsin ama bozulan insanı düzeltmek zordur; kim bilir kaç nesil alır.” “Bu huzursuz bacak bana ülkemin hatırası oldu. Ne zaman bir olumsuz durumla, bir düş kırıklığı,dramatik bir hal, bir zulüm, bir soygun, bir haksızlık, bir yanlışlık görsem bacak tıklıyor.” Mustafa Kutlu okumayı çok seviyorum. Hikayelerini bir bütünün parçaları olacak şekilde şekillendirmesi roman okumayı seven ben için roman tadında oluyor. Hemen her eserinde şakacı, eleştirel, samimi, ironik anlatımı sanki karşımdaymış da sohbet ediyormuşuz gibi hissettiriyor. Ve hemen her eserinde de mutlaka toplumsal bir aksaklığı dile getiriyor. Suya sabuna dokunmayan yazarlardan değil kesinlikle. Huzursuz Bacak ise okuduklarım içerisinde en eleştirel olanı diyebilirim. Sosyal, siyasal, kültürel vb. Birçok müesseseyi tek tek ele alıyor. Yurt dışından memleketi İstanbul’a dönen akademisyen Ömer Faruk aracılığıyla geçmiş ve şimdi arasındaki değişimi en çarpıcı biçimde dile getiriyor. “Hâlâ zenginlerin servetinden fakirlerin hakkını nasıl alabiliriz, bunun formülünü arıyorum.” Ülkedeki bozulmalar, adam kayırma, yolsuzluk, yoksulluk, Batı taklidi, plansız şehirleşme vs. vs. Olumsuzlukları gördükçe hayal kırıklığı ile bunların bir parçası olmak istemeyen bilinçli azınlığın bir örneğini görüyoruz Ömer Faruk’ta. Okudukça günümüzü nasıl da güzel eleştirdiğini görecekseniz.
Huzursuz Bacak
Huzursuz BacakMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20113,133 okunma
Reklam
Yeter ki insan kaybolmasın insan bozulmasın.Eşyayı etrafı yenilersin düzeltirsin ama bozulan insanı düzeltmek zordur;kim bilir kaç nesil alır.
“Yeter ki insan kaybolmasın, insan bozulmasın. Eşyayı, etrafı yenilersin, düzeltirsin ama bozulan insanı düzeltmek zordur; kim bilir kaç nesil alır?"
421 syf.
10/10 puan verdi
Bir varmış bir yokmuş.. Evvel zaman içinde günümüzden yaklaşık 126 yıl önce dünya insanı yine birbirini katletmeden geri kalamamış, bu yolla 4. Dünya Savaşı patlak vermiş. Savaşın bitimi ile Dünya büyük bir krize girmiş.. Sonra bir gün.. Daha toparlanamadan Ay Ülkesi'nin varlığını öğrenmişler ve bu sefer yeni bir sorunla karşı karşıya kalmışlar.
Cinder
CinderMarissa Meyer · Artemis Yayınları · 20235.9k okunma
İnsan ve değişim
“Genel olarak insan değişimden çekinir, alıştığı konforunun bozulmasını istemez. Yıllarını vererek inşâ ettiği imajının zedelenmesine göz yumamaz. Fakat bu durum, kişinin kendine karşı körlüğünü doğurur. Bu durum, şair Hayâlî'nin işaret ettiği "Ol mâhîler ki derya içredir deryâyı bilmezler" mısraının hayat bulmasından başka bir şey değildir. İşte böyle körlükler için yolculuk ilaç hükmündedir. Yeter ki kişi kokuştuğunun farkına varsın!” (
İzdiham Dergisi
İzdiham Dergisi
;
İzdiham - Sayı 53 (Haziran-Temmuz 2022)
İzdiham - Sayı 53 (Haziran-Temmuz 2022)
;
Sulhi Ceylan
Sulhi Ceylan
) (Kaynak: 1000K’den)
Reklam
233 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.