Ben hasta bir adamım cümlesiyle başlayan muhteşem bir Dostoyevski romanı(Ne kadar roman desekte otobiyografik özelliği ağır basıyor). Aslında ilk cümlesi romanın karakterini özetliyor gibi.Aslına bakılırsa sadece romanın karakterini degil, toplumun da bir özeti gibi. İnsanların karmaşık iç dünyasını bu karakterle çok iyi yansıttığını görebiliyoruz. Bir haşere gibi muamele görülen, dışlanan, ezilen, ruhunda hissettiği acıdan zevk alan veyahut kıvranan, bir adam görüyoruz yeraltından. İki bölümden oluşuyor. İlk bölümde karakter kendini, hayati, toplumu aslinda her şeyi yeterince açıklıyor. İkinci kısımda hayatından kesitleri görüyoruz. En dikkat ettiğim nokta ise karakterin çocukluğuna değinmesi. Ve şöyle açıklıyor dostoyevski:Ben ailesiz büyüdüm; belki de ondan böyle...
duygusuz oldum.
Yakıcı sözlerimle inandırip
Kurtarınca düşkün ruhunu
O yanlış yolun karanlığından,
Saf, derin bir azap içinde,
Bükerek ellerini, lanetler ettin,
Seni çembere alan kötülüğe;
Unutkan vicdanını
Hatıralarınla cezalandırmak için
Benden önce olanın
Hikâyesini anlatırken
Birden yüzünü kapadın ellerinle,
Utanç ve dehşetle
Sarsılıp, isyan duydun,
Ve gözyaşlarına boğuldun...
N. A. Nekrasov'un bir şiirinden