oyunun karakterlerinin isimsiz olması birer temsil olabilir. erkek olan ussal davranan, kurallardan ve geleneklerden soyutlanmak isteyen, onlara sinirli, ilgisiz; kadın olan evvela çocuğu olan, geleneksel kodlara bağlı -karşısındaki insanın kendisine bakışıyla var olacağını düşündüğü için bu varlığa yön vermeye, sürekli kendini açıklamaya çalışır.- sevgi ve mutluluk isteyen, çatışmalı karakterlerdir. bu iki karakter karlı bir akşam karşılaşmış bir odaya sıkışmış ve birbirlerini dinlemek için değil içindekileri söylemek için konuşmaya başlamıştır. kadın konuşma sırasında çok önemli hayatının anlatısının bir geceyi doldurmadığını, belki de hayatına dışarıdan bakmayı, mutsuzluğu da serinkanlılıkla karşılamayı, kendini ispatlamak için ölmesi gerekmediğini - kadın : babam derdi ki insan kendi eliyle ölmeli derdi.- görür. erkek, kadının güçlenmesine yardım ederken anlatılarında kendini, acılar getirme ihtimali olsa da sevmenin sevilmenin gerekliliğini, ilgisiz görünmenin ya da nefret dolu olmanın hayatı yadsımak olduğunu görür. karakterler birbirine ayna tutar, değişir ve dönüşür. sondaki uyku hali belki ruhlarında bazı yönlerin tamir olduğununun ifadesidir.
"kadın: seni görmeseydim zayıflayacaktım sabaha karşı."
"erkek : ne iyi ettin geldiğine. yalnız başıma içip içip boğulacaktım gelmeseydin..."