Hiçbir Şey İçin, Artık Çok Geç!
-Neden, çift olarak satın almak zorundayım? Asla diğer eşini giyemeyecek ki? Niye kusurumuzu, engelimizi böyle bir satış yaparak yüzümüze vuruyorsunuz ki? -Beyefendi, tek olarak ayakkabı satılmaz. Lütfen zor durumda bırakmayınız beni, alacaksanız çift olarak almak zorundasınız! Lütfen. -Hayır, almayacağım, teşekkür ederim. Bir tanesini hiç
Savaşta güçlüler güçsüzleri, barışta da zenginler fakirleri köleleştirir. Yaşamak için çalışmak zorundayız, fakat bize o kadar düşük yevmiye veriyorlar ki, resmen ölüme terk ediliyoruz. Biz onlar için bütün gün eziyet çekerken onlar kasalarına altın yığıyor, bu arada çocuklarımız vakitsizce çöküyor ve sevdiklerimizin yüzü katılaşıp canavarlaşıyor. Üzümleri biz eziyoruz, şarabı başkaları içiyor. Darıyı biz ektiğimiz halde tabaklarımız bomboş. Zincirlerimiz olduğu halde kimsenin gözü onları görmüyor, köle olduğumuz halde insanlar bizi hür sanıyor.
Reklam
“Yaşamak için çalışmak zorundayız, fakat bize o kadar düşük yevmiye veriyorlar ki, resmen ölüme terk ediliyoruz.”
Sayfa 15 - Can YayınlarıKitabı okudu
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
ANTON ÇEHOV & HAYATIM
Selam arkadaşlar Bir Anton Çehov eseriyle geldim. Anton Çehov'dan okuduğum kaçıncı eser saymadım ama her seferinde hayran olduğum bir yazar. Eleştirel bakış açısı, dünyaya ve çalışma hayatına bakış açısı beni hep etkiliyor. Düşünmeye itiyor. Vanya Dayı eseriyle konu bakımından benzerlik gösterse de Hayatım eserinde çalışma hayatını, işçi
Hayatım
HayatımAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,966 okunma
Dokuz gün önce, 309 yıllık bir yabancının kesesinden çıkan şu sikkeyi yine böyle parmaklarının arasında evirip çevirirken, yaşanmışın bıraktığı kaydın tutkusuyla "Şu bana verdiğin akçe," demişti gezgin Al-Mina'ya. "Kim bilir kimlerin elinden geçti, kimlerin kesesine girip çıkarak bana kadar geldi? Dile gelse ve anlatabilse." Anlatmıştı işte. Bir maaş, bir yevmiye, bir emeğin karşılığı, bir para üstü olduğunu. Elden ele nasıl geçtiğini, düştüğünü, kaybolduğunu, bulunduğunu, aynı keseye iki kez girdiğinin de vaki olduğunu. Sikkenin evleri vardı ve kilise arşivcisi, bir gözün üzerine bir kusurun nasıl indiğini öğrendiğinde kader gerçekleşmişti. Ama Colosseum'a büyük yıldırım düştüğü esnada meselâ III. kapı VIII. sıra I numaralı koltukta kimin oturduğunu hâlâ öğrenememişti. Bir anlatıda onu yazana bile saklı kalan yanlar vardır.
Sayfa 587Kitabı okudu
Reklam
369 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.