Bozkurt Destanı
Hun Ülkesinin kuzeyinde So adı verilen bir ülke vardı. Burada, Hunlarla aynı soydan olan Gök Türkler otururdu. Bir gün Göktürkler So Ülkesinden ayrıldılar. Bu sırada başlarında Kağan Pu adlı bir yiğit vardı. Kağan Pu'nun on altı kardeşi bulunuyordu. On altı kardeşten birinin annesi bir kurttu. Annesi GöktürkIerce en kutsal yaratıklardan biri
İnsanlar tarafından kurulmuş yönetimlerden biri olan soydan geçen monarşi, en gülünç olmakta herhalde ilk sırayı alır. Gerçekten, şöyle bir düşünülürse, babanın ölümüyle henüz kundakta olan bir çocuğa tıpkı basit bir sürüye sahip oluyormuş gibi, bir ulusun iyeliği kalmakta ve bu çocuk öbür insanlarla eşit değil, üstün olmaktadır. Buna ciddi olarak akıl erdirilebilir mi? En yiğit savaşçıların ve en yetenekli yurttaşların, doğal haklarından vazgeçip bu kundaktaki bebeğe yaklaşarak diz çöktüklerini ve ona sarsılmaz bağlılık gösterilerinde bulunduklarını göz önüne getirip şaşmamak olası mıdır?
Reklam
165 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Vanessa Redhouse ve Katrine Rose
Vanessa Redhouse ve Katrine Rose
Rasim B. Yiğit
Rasim B. Yiğit
Kitabım Vanessa Redhouse ve Katrine Rose sonunda çıktı! Wattpad'de başlayan bu macera bir kitap olarak yoluna devam etmekte. Okurlarıma sonsuz kere teşekkür ediyorum! Sizi hemen özetiyle baş başa bırakmak istiyorum. ^^ ~ Ölüm Büyücüsü'nün cennet ve cehennem arasındaki boşlukta zincirlenmesinden 1425 yıl
Vanessa Redhouse ve Katrine Rose
Vanessa Redhouse ve Katrine RoseRasim B. Yiğit · Flora Kitap · 20231 okunma
Feanor
"Neden, ey Noldor'un halkı," diye bağırdı, "neden bizi ve hattâ kendi ülkesini bile düşmandan koruyamayan garezli Valar'a hizmet etmeliymişiz? Hem, şimdi düşmanları olan, onlarla aynı soydan gelmiyor mu? Bundan böyle intikam saatidir benim için, ama öyle olmasaydı da babamın katilinin ve hazinemin hırsızının sülalesiyle aynı topraklar üzerinde yaşamazdım. Zaten bu yiğit halkın tek yiğidi de ben değilim. Hepiniz birden Kralınızı kaybetmediniz mi? Dağlarla deniz arasındaki bu daracık topraklarda hapsolmuşken, kaybetmediğiniz ne kaldı geride?"   "Bir vakitler buralarda, Valar'ın Ortadünya'ya çok gördüğü ışık parıldıyordu, oysa artık karanlık her şeyi örtmüş vaziyette. Nankör denize beyhude yaşlar döken, sisler altında kalıp gölgelere boğulmuş bir halk olup, elimiz kolumuz bağlı yas mı tutacağız ebediyen? Yoksa kalkıp dönecek miyiz yurdumuza? Özgür bir halkın gezinip dolaşabileceği Cuiviénen'de, apaçık gökyüzündeki yıldızların altında tatlı tatlı akıyor sular ve geniş topraklar yayılıyor alabildiğine. Orada duruyorlar hâlâ; bir çılgınlığa kapılıp terk ettiğimiz her şey bekliyor bizi. Kalkın gidelim! Bırakalım bu şehir ödleklerin olsun!"
Féanor'un Noldor'a yaptığı konuşma
"Neden, ey Noldor'un halkı" diye bağırdı, neden bizi ve hatta kendi ülkesini bile düşmandan koruyamayan garezli Valar'a hizmet etmeliymişiz? Hem, şimdi düşmanları olan, onlarla aynı soydan gelmiyor mu? Bundan böyle intikam saatidir benim için ama öyle olmasaydı da babamın katilini ve hazinemin hırsızının sülalesiyle aynı topraklar üzerinde yaşamazdım. Zaten bu yiğit halkın tek yiğidi de ben değilim. hepiniz birden Kralınızı kaybetmediniz mi? Dağlarla deniz arasındaki bu daracık topraklarda hapsolmuşken, kaybetmediğiniz ne kaldı geride? Bir vakitler buralarda Valar'ın Orta Dünya'ya çok gördüğü ışık parıldıyordu, oysa artık karanlık her şeyi örtmüş vaziyette. Nankör denize beyhude yaşlar döken, sisler altında kalıp gölgelere boğulmuş bir halk olup elimiz kolumuz bağlı yas mı tutacağız ebediyen? Yoksa kalkıp dönecek miyiz yurdumuza? Özgür bir halkın gezinip dolaşabileceği Cuiveénen'de, apaçık gökyüzündeki yıldızların altında tatlı tatlı akıyor sular ve geniş topraklar yayılıyor olabildiğine. Orada da duruyorlar hala; bir çılgınlığa kapılıp terk ettiğimiz her şey bekliyor bizi. Kalkın gidelim! Bırakalım bu şehir ödleklerin olsun!
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir. Çakır Ağa, İsa
Reklam
20 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.