Ülkemizde En Çok İşlenen Çocuk Suçu Türleri
Yıl: 1972-1977 Çocuk Sayısı: 214 Yaş: 15-18 İstatistik: %44.8 cinsel suç, %37.4 şahsa, %17.8 mala karşı. Kendimce, %44.8 gibi bir oranla halay başı gibi sırıtan bir cinsel suç oranını görerek en başta aile içinde olmak üzere hiçbir önlem almamak ve destekler nitelikte kelime sarf ederek yönlendirmek toplumu temelinden sarsan başlıca sebeplerdendir. Çocuk, doğurmak ile sona eren bir sorumluluk silsilesi değildir. Tilkinin dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına gelmesi gibi sizin eseriniz de dönüp dolaşıp sizi bulacaktır. En azından benim temennim bu yöndedir. Kaliteli ebeveynleri saygı ile selamlıyorum. (Syf. 52-53)
Remzi KitabeviKitabı okudu
Süleyman Demirel (1924-2015) 7 yıl cumhurbaşkanlığı (1993-2000), 10 yıl 6 ay başbakanlık (1965-1971, 1975-1977, 1977-1978, 1979-1980, 1991-1993) yaptı. İsmet İnönü (9 yıl 6 ay cumhurbaşkanlığı, 17 yıl başbakanlık) ve Recep Tayyip Erdoğan'la (2023 Ağustos ayı itibariyle 9 yıl ve devam eden sürede cumhurbaşkanlığı, 11 yıl 5 ay başbakanlık) birlikte, bu makamlarda en fazla bulunan üç kişiden biri.
Reklam
LIBYA: KADDAFİ'NİN İSLÂM SOSYALİZMİ
Albay Muammer Kaddafi 1 Eylül 1969'da kansız bir darbeyle Kral Idris es-Sunusi'yi tahttan indirip Libya'yı bir cumhuriyet olarak ilan etmesiyle iktidarın dizginlerini eline geçirdi. Sonrasında, Kaddafi Arap dünyasının İslâmcı reformist bir mesaj taşıyan radikal bir lideri haline geldi. Yönetiminin ilk evresinde, 1 Eylül
Sayfa 243 - İzKitabı okudu
Yıl 1977, İsveç’te 18 milyon insan yaşar. Çağdaş uygarlık düzeyinin zirvesindedirler. Yollar, pırıl pırıl kentler, fert başına düşen yüksek gelirler, sağlık hizmetleri, harika sosyal güvenceler ve İsveç Devlet İstatistik raporlarına göre şu gerçekler: Her üç kişiden biri müzmin uykusuzluk çeker. Kliniklik alkoliklerin sayısı 500 bindir. Yılda 20 bin kişi intihara teşebbüs eder. İsveç olalım demenin anlamı, materyalist bir formülle, Türkiye’yi bugünkü nüfusumuza göre, 20 milyon insanın müzmin uykusuzluk çektiği, 1.5 milyon kişinin alkolizm yüzünden hastanede yattığı ve yılda 60 bin kişinin intihara teşebbüs ettiği bir ülkeye çevirmek demektir.
10 yıl içinde ülkede 1750 kişi anarşi kurbanı oldu. 1968 yılında anarşi yüzünden iki; 1969'da 10; 1970'te 19; 1971'de 16 kişi öldü. 12 Mart' ta ölenlerin sayısında düsüs oldu. 1972'de altı; 1973'te 12; 1974'te dört kişiye düştü. Sonra yeniden sayı tırmanmaya başladı ve 1975'te 36; 1976'da 108; 1977' de 295 ve 1978'de 1172' ye çıktı.
Sayfa 274 - Can YayınlarıKitabı okudu
296 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ömrü yasaklarla geçen bir çınar...
Zekeriya Sertel Selanik'e bağlı bir kasabada doğdu. Babası kasabanın zenginlerinden " ağa " denilebilecek düzeyde bir kişiydi. Küçük yaşta annesi ölünce, iki kardeşiyle birlikte üvey anne zulmüne uğradı. Öyle ki üvey anne elinde iki küçük kardeşi hizmetçi olmuştu. Babası ise özellikle Zekeriya'nın üvey anneyle çatışmasına taraf
Hatırladıklarım
HatırladıklarımZekeriya Sertel · Can Yayınları · 201557 okunma
Reklam
İsmet Özel 40 yıl önce şu soruyu sormuştu: “Güçlü bir topluma ulaşıp onun Müslümanlaşmasına mı; Müslüman bir topluma ulaşıp onun güçlenmesine mi çalışacağız?” (Düşünce, sayı: 5-6, Ağustos-Eylül 1977).
Hatırlanıp kutlanması, günübirlik de olsa kadına değer verilmesi güzel bir olay ancak ben bu günün özellikle ‘kadınlar’ tarafından yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Kaynaklara göre; •”Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak 1977'de kabul edilen "Dünya Kadınlar Günü", cinsiyet eşitliği, kadınların siyasi ve sosyal yerinin
8 MART'IN TARİHÇESİ:
8 Mart 1857 yılında Amerika’nın New York kentinde, tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın, düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grev başlattı. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği bu mücadelede, polisin grevdeki işçilere saldırması ve fabrikaya kilitlemesiyle çıkan yangın sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine onbini aşkın kişi katıldı. Bu olaylardan 52 yıl sonra Danimarka’nın Kopenhag şehrinde, Kadın Sosyalist Enternasyonal toplantısı düzenlendi. 8 Mart 1857’de New York’ta başlayan, kadınların haklarının kazanılması ve birlikteliği mücadelesi, 26-27 Ağustos tarihinde Kopenhag’da Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin tarafından, 8 Mart 1857’deki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisi getirildi. Zetkin’nin önerisi oybirliğiyle kabul edildi. İlk yıllarda belli bir tarih netleştirilmemişti fakat hep ilkbahar olarak anılıyordu bu tarih. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Rusya’nın Başkenti Moskova’da 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşti. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü birinci ve ikinci dünya savaşı yılları arasında bazı ülkelerde yasaklandı. 1960’lı yılların sonunda ABD’de binlerce kadının katılımı ile yapılan 8 Mart anmaları daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Ve ardından Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 yılında 8 Mart’ı “Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul etti.
8 Mart Dünya Kadınlar Günün Kutlu Olsun
TARİHİ 1800'LÜ YILLARA DAYANIYOR 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tarihi, 1800'lü yıllarda tekstil fabrikasında çıkan bir yangına dayanıyor. Bir tekstil fabrikasında başlattıkları grevde çıkan yangında 129 kadın can verdi. Bu feci olayın tarihi 8 Mart 1857'ydi. 40 bin kadın işçi, ABD’nin New York kentinde, bir dokuma fabrikasında
Reklam
Resmi Türk tarih görüşü, Atatürk tarafından açıkça Türk milliyetçiliğinin ihtiyaçları doğrultusunda tarihin yeniden yazılması amacıyla kurulan Türk Tarih Kurumu tarafından geliştirildi. Kürt milliyetçiliğinin 1960'lı ve 1970'li yıllarda yeniden canlanışı, tüm Kürt aşiretlerinin Türk asıllı olduğunu iddia eden çok sayıda "akademik" yayımda karşılığını buldu. Bu resmi tarih görüşüne meydan okuyan ilk akademisyen, Türk Tarih Tezi ve Kürt Meselesi (1977) adlı kitabıyla sosyolog İsmail Beşikçi oldu. Bu kitabu nedeniyle üç yıl hapse mahkum edildi. 1980 darbesinden sonra yarı-resmi Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Kürtlerin Türklüğünü göstermeye çalışan en az altı kitap yayımladı.
Sayfa 299 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Aslıhan Pasajı'na uğradım bir gün...
Pierre Rey
Pierre Rey
Para
Para
Evvel zaman...Beyoğlu'nda Aslıhan Pasajı'ndayım. Hem kitap aradım,,, hem iki sahaf arkadaşımla sohbet etme imkânı buldum. İlk uğradığım,,,daha önceleri de ziyaret ettiğim, dolayısıyla sahibi ile -Murat- artık tanış olduğumuz dükkândaydım... İçeri girip aradığı kitabın sadece ismini
568 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.