ASTROLOJİ VE KAHİN
Çoğu eski insan ruhların, tanrıların veya Tanrı'nın onlarla konuşmak istediğine inanıyordu. Bu iletişim rüyalar aracılığıyla ve uyanık yaşamda ilahi tarafından gönderilen işaretler aracılığıyla gerçekleşti. Bu işaretler, izleyici için anlamlı olan herhangi bir doğal nesne veya olay olabilir. Bunlar kehanetlerdi. Temel olarak alametler,
O müstesna bir mütefekkir.
Doğduğu 1904 yılından 1934’e kadar geçen hayatını, “Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.” diye ifade eden “Fazıl” insanın dünyası, mürşidi Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri ile tanışınca kökten değişti ve bundan sonra da fikir çilesi çekememiş olanların göklere çıkarttığı şair, “sâbık şair” oldu. Artık “mukaddes davanın dönmez davacısı”nın hayat serüveni başlıyordu. Âdeta yeniden doğmuştu. Kabına sığmayan bir enerji küpü halinde “cemiyetin rahminde beklenen doğum sancısı” olmaya adaydı. Çıkardığı Büyük Doğu dergisinde “Allah’a itaat etmeyene itaat olunmaz!” başlığını atabilen büyük sanatkâr, “zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisine ittibanın gönül rahatlığı içindeydi. “Çil horozun yeni bir dünya hediye ettiği” bu insanı, Allah 20. asırda feri sönmüş, ümidi kırılmış, fikir ve aksiyon çapında kalakalmış ümmete ihsan ediyordu. Yüzü aşkın eseri içinde, onu “semasındaki tek yıldız” katına yükselten “Çile”de: “Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış, Marifet bu; gerisi yalnız çelik-çomakmış.” mısralarıyla ifade ettiği sanat anlayışı ile insanın kainattaki konumundan, iç âlemin duygu ve ihtiraslarından bahsediyor; madde ve ruhun problemlerine giriyor, “Nefsini bilen Rabbini bilir” hakikati ile kalbin derinliklerine iniyor, öteleri kurcalıyor, Yüce Resul’e dünyadan sevdirilen üç şeyden biri olan kadına değiniyor, hafakanlarını paylaşıyor, cemiyeti yoğuruyor ve bütün fâni fenâlara öfkesini belirtiyordu.
Reklam
Yine sana.
Yolumun feneri sönüyor sanki Şaşırdım hedefimi , kaybediyorum kendimi. Elimde ne var diye döndüm baktım , birkaç mutluluk , biraz umut ama gerisi zifiri bitmişlik. Ne ara karaldı içim , neden bu denli geriledim. Büyük bir evredeyim , dönüşüyorum hayatımda.. Lakin eksiklik var koca bir yokluk. Evet canımı sıkıyor olmayışın, habersizliğin. Kızgınım gelmeyişine , yanımda olmayışına.. Sanki gelsen göğüme güneş doğacak , yağmurum huzur dolacak.. Nedendir ki acım da sen tesellim de , bitmeyen umudumun büyük parçası da sen. Sanırım yazgımız ezeldendir ondan bu ayrılık sancım. Yokluk acım. Gel şimdi ansızın , aç kapımı , dünya yüküm azalsın. Seni bileyim bir tek gerisi yalan.. Sahi neredesin ,bak bende rüzgarın esiyor .. Arıyorum binlerce yıldır seni, kokun gelmedi.. Karanlığıma gömülmeden gel Ay'ım ol bu gece. 🤍
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Yol O'nun, varlık O'nun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! Gönlümüzü, ruhumuzu ve duruşumuzu en veciz ifadelerle anlatan üstat Necip Fazıl Kısakürek'i rahmetle yad ediyorum...
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!.. Fikirleriyle, taşıdığı dava ruhuyla, duruşuyla, ortaya koyduğu mücadelesiyle bütün nesillere örnek olan üstat Necip Fazıl Kısakürek’i vefatının sene-i devriyesinde rahmetle yâd ediyoruz.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
‘Gelecek için endişeli Geçmişi geçtiği için pek bi neşeli Vadedilen ömrü odasında harcıyo Evet ve hayalleri tek reçetesi Uymak için değil aklını başına toplamak için var bu yatak Dokunamadığı yıldızı sevmez ve çabalamaz İşte böyle bi salak’
Reklam
389 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.