Denildiğine göre, sonsuz evrenler hiyerarşisi vardır.. Bizim bildiğimiz galaksiler, yıldızlar, gezegenler ve insanlardan oluşan evrenimiz bir üstteki evrenin tek ve temel zerreciğinden biridir. Sonsuz bir merdiven basamağı yani..
Güneş gibi bir yıldız yaşamının sonraki aşamasında helyumu "yakarak" karbon ve oksijene dönüştürür. Bu, Güneş için hikâyenin sonudur ve tüm helyum yakıtı tükendiğinde, beyaz cüce denilen, yaklaşık Dünya büyüklüğünde ve soğumakta olan kor halindeki bir yıldız topu halini alır. Fakat daha büyük kütleli yıldızlar nükleer füzyon sürecini devam ettirebilir çünkü daha büyük yıldızlar için bir yıldızın çekirdeğindeki yoğunluk ve sıcaklık daha fazladır. Onlar demir ve nikele kadar her türden daha ağır metal elde etmek için çekirdekleri füzyonla bir araya getirerek enerji yayabilirler. Bir yıldız, yaşamının sonraki evreleri boyunca şişer ve uzaya materyal bulutları savurur, böylece gökbilimi fotoğrafçılığı için göz alıcı güzellikte nesnelere hayat verirken daha da önemlisi yıldızların içinde üretilen elementleri, geri dönüştürülüp yeni yıldızlar ve gezegen sistemleri oluşturan maddelerin bir kısmını meydana getirecekleri uzayın içlerine yayar.
Reklam
Yağmur, o yağmur değildir artık; sevgili kendinden öte nitelikler yüklenmiş, o cılız çocuk sesi bir çığlık kesilmiştir. Bir gülüş gökyüzü genişliği kazanmış, derin denizler gibi susmuştur bir adam. Bulutlar ağaçlara konan kuşlardır artık, yıldızlar gece çiçekleri o ağaçların...
İnsanlar diplomalarıyla mı insanlardır sadece?
Sayfa 205 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Bu dünya, kışların geçmesi gibi geçer. Ve öbür dünya, yazlann gelmesi gibi gelir. İnsanlar, sararıp toprağa karışan, çöl otları gibi ölürler, son­ra, baharda boy veren, bin bir renkli parlak ve çi­çekli bitkiler gibi topraktan doğrulurlar. Ölüler, gün ışığında görünmeyen yıldızlar gibidirler.
Reklam
DELİ EDER İNSANI BU DÜNYA; BU GECE, BU YILDIZLAR, BU KOKU, BU TEPEDEN TIRNAĞA ÇİÇEK AÇMIŞ AĞAÇ ...
Gökyüzü kararır Mavi siyaha döner Yıldızlar yine de kafa tutar Parlar senin için
Sayfa 248Kitabı okudu
"Burada ağaçlar başka türlü mü büyüyor? Başka türlü mü kokuyor rüzgâr? Yıldızlar yine aynı değil mi? İnsanlar başka türlü mü ölüyorlar?" Kern, "Hayır," dedi. "Başka değil, ama ben kendimi başka türlü hissediyorum."
"Yine yıldızlar kaydı ve benim hiçbir dileğim gerçek olmadı."
Reklam
Dünyamı tutuşturdu o ilham perisi Bir başka güneş gözlerinin her birisi Yıldızlar elinden saçılır gökyüzüne Baştan başa zindan bana ondan gerisi
Yıldızdan geç Yunus, artık güneşe bak!
Güneşe bakanın yıldızı görmeyeceği aşikardı. Bu, yıldızın kaybolduğu anlamına mı gelirdi? Belki de asıl mesele buydu. Güneş doğunca yıldızlar görünmüyordu ama kayıp da olmuyorlardı. Yani onlar her zamanki yerlerinde duruyorlardı. Mesele yalancı aydınlıklardan kurtulmaktaydı; şüphelerden yani. Kalbime güneş ışığı vurduğu zaman bile yıldızımın yine orada durduğundan emin oldum. Yıldız ile güneşi rakip görmediğim sürece yıldızımı güneşte gizleyebilirdim. Güneş, yıldızları kuşatan bir güce sahipti.
Çocukların çoğu anneyi sıcak, yumuşak ve sevgi dolu biri olarak hayal ediyordu. Agnes'ın hayalindeki anneler ise kızlarına kim olabileceklerini, kuralların ve kapıların ardında neler yapabileceklerini gösteren aynalar gibiydi.
Annesiz. Dilimizde bundan daha hüzünlü bir kelime var mıydı?
Terk edilmiş bir çocuk sayısız güçlüğe katlanabilirdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.