Orda şehitler Afgan
Derler ki gel iman armağanıyla boyan
Kan sancağı
Cennet sedirlerinin basamağı
Yanlarında savaş atlarının cezbesi
Her biri islâm ocaklarının gözbebeği
O gece Mahmut’la Dirmit gözyaşlarını yastıkların üstüne yatırıp yorganlara sardılar. Usulca kalkıp gün ağarmadan odadan çıktılar. Ayakparmaklarının ucuna basıp aralığa merdiven kurdular. Dama tırmandılar. Bağdaş kurup kiremitlerin üstüne oturdular. Şehrin en yüksek tepelerinin birinin üstünde, al kiremitlerin başında arkadaş oldular. O geceden sonra, her gece, evdekiler uyur uyumaz sıcak yataklarından doğrulup dama çıktılar. Terli göğüslerini rüzgara açtılar. Birbirlerine sokulup uzakta yanıp sönen ışıklara, parıldayan denize, tepelerin üstünde hışırdayıp kayan, gri bulutları aralayan aya baktılar. Ay gelip üstlerinde durdu. Deniz köpürüp dalgalarım yıldızlara vurdu. Yıldızlar söndü.
TEPEDEKİ YILDIZ
Akşam gökyüzünü kızıla boyayıp doğarken, küçük çocuk bahçelerindeki çiçeğin tomurcuklarını seyrediyordu. Dedesi masadan kahvesini alıp yudumladı, gözünün ucuyla da torununa şefkatle bakıverdi. Elinde bir kitap tutuyordu adam. Çocuk her seferinde o kitabı dedesine anlattırmayı çok seviyordu. Kitap gökyüzünden bahsediyordu. Çocuk
Roke Tepesi, ay henüz doğmadığı için, yaz gecesinin karanlığına doğru tır manıyordu. Birçok mucizenin yaratılmış olduğu bu tepenin varlığı, tıpkı et raflarındaki hava gibi ağırdı. Tepeye yaklaştıkça, bu tepenin köklerinin nasıl derinlere, hatta denizden bile derindeki, dünyanın çekirdeğindeki eski, kör ve gizli ateşlere kadar indiğini düşündüler. Doğudaki bayırda durdular. Tepenin doruğunda, üstlerinde, siyah otların üzerinde yıldızlar asılı duruyordu. Hiç rüzgar esmiyordu.
Öncelikle bir konuda herkesle anlaşalım. Bu soruların incelemesini 15 güne yakın bir sürede anca yazdım. Sonu nerede bu yazının, diyerek kontrol edilmeden önce, bu sitedeki en uzun inceleme bu olmuştur, diyebilirim. Kimseden bu Evren incelemesini komple okumasını beklemiyorum. Bu incelemenin %10'una sahip incelemeler bile genelde burada uzun