Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sen benim dunyam ve ben senin vatandaşınım.
Sayfa 42
Reklam
Yıldızların ışıldadığı vakitlerde, Gecenin tam üçüncü saatinde, Birden dehşetle dolmuştum, Aşk’ı karşımda gördüğümde.
Sayfa 14
"Bugün dünyanın niçin yaratıldığını, bu semaların, bu yıldızların, bu insanların, hatta Allah'ın bile neden var olduğunu anlıyorum... Hep aşk, yalnız aşk için... Aşk olmasa hiçbir şey olmazdı; bütün varlıklar, bütün zerreler yalnız aşkı soluyor ve yalnız aşk için yaşıyor. Çiçekler renk ve kokularını, yıldızlar gülümsemelerini, kuşlar nağmelerini, deniz dalgalarını, sema bulutlarını, rüzgâr titreşimlerini hep aşk için bildiriyor."
Sayfa 81 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Neden, su yazın serin gölgeler buluyor, karanlığı gecenin aydınlanıyor da yıldızların sonsuz kırpışmalarıyla benim ruhum bulamıyor aşkı?
aşk uğruna ..
Yetmiş deve yükü mücevher ve gerdanlığının var olduğu söylenir, hepsini Hz. Yusuf'un (A.S.) aşkı uğruna harcamış. "Bu gün Hz. Yusuf'u gördüm" diyen herkese eline geceni zengin edecek değerde bir mücevher vere vere elinde hiç bir şey kalmamış. Aşırı aşkından dolayı diğer her şey aklından çıktığı için karşılaştığı her şeyi "Yusuf" diye çağırır olmuş, o kadar ki, başını göğe kaldırdığı zaman Hz. Yusuf'un (A.S.) adını yıldızların üzerinde yazılı görürmüş.
Sayfa 38 - Çelik YayıneviKitabı okudu
Reklam
Neden, su yazın serin gölgeler buluyor, karanlığı gecenin aydınlanıyor da yıldızların sonsuz kırpışmalarıyla benim ruhum bulamıyor aşkı?
Gecenin, ayın, yıldızların aşkı bu kentte yüreğine düştü.
Kevok? Peki Kevok'un bu kentle ilişkisi? Kevok da bu kentte okudu, beş yılını, okulda geçen, gençliğinin beş yılını bu kente verdi. Ilk aşkı bu kentte tattı. Sonradan kayıplara karışan sevgilisinin bedeninde, o zamana kadar hiç tatmadığı yeni tatlar keşfetti, içinde coşkun ırmaklar aktı. Ilk defa bu şehirde sevişti, ruhunu, bedenini sevişmenin yakıcı alevlerine bu kentte teslim etti. Sevgilisinin, bedenine değdikçe her yerini dirilten parmakları, ilk defa bu kentte vücudunun her yerinde dolaştı. Bu kentte kendine geldi, kendini tanıdı, yalnızlığa bu şehirde alıştı, korku bu kentte iliklerine işledi. Burada, bu kentin bulvarlarında, caddelerinde, sokaklarında, kaldırımlarında sokak lambalarının solgun ışıkları altında dolaşırken kafasında yeni fikirler oluştu. Bu kentteki sefil bir öğrenci yurdunun küçük oda- sındaki cılız ampul ışığının altında, sabahlara kadar kitapların büyülü dünyasına girdi, çevirdiği her sayfada yeni bir dünyayla karşılaştı, ufku genişledi, biçimlendi. Yeni insanları, yeni bir dili, yeni bir kültürü bu kentte tanıdı. Onu o yapan eski geleneksel değerlerini, bu kentte tanıdığı yeni değerlerle karşılaştırdı, bu karşılaştırmadan yeni sentezler yarattı, bu kentte kendi hayatına yeni bir rota çizdi ve bugün çıktığı bu son yolculuğu ta o günlerde bu kentte kendi eliyle seçti.
Sayfa 15 - İthaki
Kainat bütün servetleri, bütün saltanatlarıyla, hayat bütün neşeleri, bütün gülüşleriyle mevcuttur. Fakat bütün bu yıldızlar, mehtaplar, çiçekler, bütün neşeler, sevinçler, kokular ... nursuz, lezzetsizdir ve sizi mutlu edemez ... Çünkü kalbiniz, çünkü ruhunuz titremiyor; çünkü sevmiyorsunuz. Ve sonra yalnız seviniz. O zaman her şey sizin için başka bir ışıltılı yolla, her şey başka bir parıltılı seherle nur olur, parlar! Her şeyin yalnız sizin mutluluğunuz için var olduğunu anlarsınız.Bugün dünyanın niçin yaratıldığını, bu semaların, bu yıldızların, bu insanların, hatta Allah'ın bile neden var olduğunu anlıyorum... Hep aşk, yalnız aşk için... Aşk olmasa hiçbir şey olmazdı; bütün varlıklar, bütün zerreler yalnız aşkı soluyor ve yalnız aşk için yaşıyor. Çiçekler renk ve kokularını, yıldızlar gülümsemelerini, kuşlar nağmelerini, deniz dalgalarını, sema bulutlarını, rüzgar titreşimlerini hep aşk için bildiriyor. Niçin çalışıldığını, niçin ilerlemek istenildiğini, hatta niçin, niçin yaşanıldığını onun dudaklarının temasıyla ruhumun mest ve aşık kaldığını bugün anlıyorum: Aşk, hep aşk için ... Yalnız onun için ...
Sayfa 81
"çok yalan söylediniz uyanıkken, düşte ey tatlı gözler, masum yıldızların aşkı olsun, inanırım size gene de.."
Sayfa 28 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gözlerim acıyor, akmayan yaşların ağırlığından, Sen benim evimsin, anlamıyor musun?
Kalbimin acımasından yorgunum Küçük mürekkep damlaları içine sıkıştırıyor Ve postalıyorum onu. Ve burada, büyük ayın ateşi altında Yalnız başıma yanıyorum.
Sen güzel ve solgunsun Arp telinde çalınan Eski bir opera ezgisi gibi;
Kalbim yarılmış bir nar gibi Parlak kırmızı tohumlar kanıyor
433 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.