Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birden rüzgâr çıktı, hem öyle kuvvetli esiyordu ki, neredeyse Yegoruşka’nın bohçasını ve hasırı kapıp götürecekti; sarsılan hasır sağa sola atıldı, sonra balyaya ve Yegoruşka’nın yüzüne vurmaya başladı. Rüzgâr ıslık çalarak bozkırda dolaştı, düzensiz bir şekilde döndü ve otlardan öyle bir ses çıkardı ki, bu ses yüzünden ne gök gürültüsü ne de tekerleklerin sesi duyuldu. Beraberinde toz bulutlarıyla yağmur ve ıslak toprak kokusu getirerek kara buluttan doğru esiyordu. Ay ışığı puslanmış, sanki daha da kirlenmiş, yıldızların yüzü daha da asılmıştı ve toz bulutlarıyla bu bulutlardan düşen gölgelerin yolun kenarından geriye doğru telaşla gittikleri görülüyordu. Kasırga şimdi büyük olasılıkla sert, dairesel hareketlerle dönerek, topraktan tozları, kuru otları ve tüyleri çekerek göğe yükseliyordu; deveelmaları herhalde kara bulutun yanında uçuşuyorlardı, nasıl da korkmuş olmalıydılar! Ama gözlerine yapışan tozun arasından şimşeklerin parıltısı dışında hiçbir şey görünmüyordu.
Ya geceleri? Ayın ve yıldızların ışığı yeter miydi kırık kalplerin acısını örtmeye? Geceleri dürüsttü işte. Şarkılar gibi duyguları yansıtmaktan çekinmiyordu. Ölümcül bir zehirdi adeta.
Sayfa 386Kitabı okudu
Reklam
Yıldızların Parıltısı
Nasıl gün dediğimiz şeyi, güneşin hareketi idare ediyorsa, onu da bu gözlerin parıltısı idare ediyordu.
Bir hocam anlatmıştı... Gökyüzündeki yıldızların ışığı bize yoklar sonra ulaşırmış. Yani gökyüzüne bakıyoruz, bir yıldız parlıyor ama o yıldızın parıltısı belki iki yıllık, belki on yıllık, belkide daha eski... Hatta o yıldız çoktan sönmüş bile olabilir... Umarım hayatta hiçbir şeye bu kadar geç kalmazsın Metin, senin ne güzel parlıyor dediğin o yıldız çoktan sönmüş olabilir
Sayfa 172 - indigoKitabı okudu
Ve seziyorum ki...
"Çocuğu artık tekin olmayan bu yollarda kime, nereye bırakabiliriz? Oysa gökyüzüne baktıkça içimin bütün keder tortuları dağılır gibi oluyor, yıldızların parıltısı içimdeki karanlıkları arıtıyordu. Sıkıldıkça,daraldıkça,umutsuz kaldıkça neden göğe bakarız,neden yerlerden değil de göklerden yardım dileriz,şimdi anlıyorum. Ve seziyorum ki Yaratan yüksek bir yerdedir,umut da öyle..."
Sayfa 18 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Güneş, yüzünü görmüştü de utanmıştı. Gök, gönül gibi yarılmıştı. Parçalanmıştı. Onun parıltısı vurmuştu da suyla toprak, ateşten de fazla aydın olmuştu. Göster dedim merdiveni; göster de göklere ağayım. Dedi ki: Merdiven senin başındır, başını al ayaklar altına. Ayağını başının üstüne koydun mu yıldızların üstüne ayak basarsın. Hevâ ve hevesini yendin mi ayağını havaya atarsın, hadi gel. Göklerde, havalarda yüzlerce yol belirir sana, her seher çağı dua gibi göklere ağarsın.
Reklam
Denize girmek, güneşlenmek, büyük lunaparklar. Sessizlik ama kör olduğun, sağır kaldığın bir sessizlik değil. Tatlı bir sessizlik. İnsanın ruhunu okşayan bir sessizlik. Gün doğumu. Gün batımı. Karanlığın ürkütücülüğü değil, yıldızların parıltısı. Sonu gelmeyen yollar. Bir sonraki durakta inmek zorunda kalmadığın trenler!
Sayfa 334Kitabı okudu
Parıltı
Akşam karanlığı çökerken, gökyüzünde varlıkları belli belirsiz yeni yıldızların seçilmesi gibi, var olan iki halkanın çevresinde dönen yeni nesneler görmeye başladığım sanısına kapıldım ben de. Ey Kutsal Ruh'un gerçek parıltısı! Aniden akkor kesilmesi, yenik düşürdü, bakamaz kıldı gözlerimi! Dante -İlahi Komedya
Sayfa 146Kitabı okudu
Uyanır uyanmaz hücum eden duyular dünyası insanın dikkatini tamamıyla meşgul eder. Öyle ki bu güce karşı ancak bazı rüya tabloları ayakta durabilir. Yıldızların parıltısı güneşin ışığından ne kadar kaçarsa,bunlarda yeni günün izlenimlerinden öyle kaçar.
"Bir hocam anlatmıştı... Gökyüzündeki yıldızların ışığı bize yıllar sonra ulaşırmış. Yani gökyüzüne bakıyoruz, bir yıldız parlıyor ama o yıldızın parıltısı belki iki yıllık, belki on yıllık, belki daha da eski... Hatta o yıldız çoktan sönmüş bile olabilir... Umarım hayatta hiçbir şeye bu kadar geç kalmazsın Merih, senin ne güzel parlıyor dediğin o yıldız çoktan sönmüş olabilir... -Eylül
Sayfa 172Kitabı okudu
98 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.