Hayvanların doğaya ve insanlığa olan hizmetini kimse inkâr edemez. Özellikle evcil ve ehlileştirilmiş olanlar binlerce yıldır tek amaçlarının “hizmet” olduğu bu dünyada karın tokluğuna sayısız insanın yapmayı başaramayacağı şekilde çalıştırılıyorlar. Biz insan olarak ise hizmet ve eziyet kavramını karıştırıyor, hayvanları zulümle idare etmeye
Kitap, 1970 yılında yazılmıştır.Abbas Sayar'ın ilk romanıdır.100 Temel eserden biridir.Aynı zamanda 1971 de TRT Roman Başarı Ödülü almış bir kitaptır.Romanın anlatıcısı bir attır.Bu bile dikkat çekici olması için bir sebeptir.Bende bu vesileyle yola çıktım ve okumaya başladım.Ama kitaptaki anlatılan konu çok merak uyandıracak ya da çok ilgi
Çekiliş sona ermiştir. Kitap kazanan arkadaşları tebrik ederim. Keyifli bir çekiliş oldu.
''Kitap kazanan kişilerle, kitabı gönderecek bağışçı, en kısa sürede iletişime geçecektir.''
Öncelikle bu çekilişe bağışladığı kitaplarla, emekleriyle, paylaşımlarıyla katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Sizlerin sayenizde çok daha güzellerini
Üssüğün İbram, hemi de dinsiz ve kerhaneci. Deyyus.
Anadolu şivesi ile yazılmış, harika ötesi bir kitap. On bölümden oluşuyor ve her bölümü kendini öyle güzel okutuyor ki, zaman kavramını dahi unutuyorsunuz. Aynı Anadolu gibi samimi, sıcak.
Zulümdür İnsanoğlu…
Sen “Bakır Çağı’ndan” beri insanlara hizmet et. Bir balya saman, az arpaya yıllarca
Herkese selam...
Orta Anadolu’nun küçük bir köyünde geçen öyküde, Üssüğünoğlu İbrahim adında bir ağanın, zamanında çok faydasını gördüğü, itibarına itibar katan ama güçten kuvvetten kesilip beli bükülünce gözden çıkarılarak yılkıya (doğaya) salınan Doru atın macerası anlatılır.
Köylerdeki özümsenememiş müslümanlıktan, ‘el alem ne der?’ bakışından, insanların kötü gün dostu olmayışından, maddecilikten, vefasızlıktan, menfaatten, gösterişten, yoksulluktan, çaresizlikten bahsedilir. Hayvanlara çektirilen eziyetten, hiçbir şeyi mükafat beklemeden yapamayan insanlardan yakınılır.
Sayar; yılkıya salınan atların duygularını, -Doru Kısrak gözünden- açlığa, korkuya, doğaya karşı verdikleri mücadeleyi şairane bir üslupla biraz da Yaşar Kemal havasında çok doğal betimlemelerle önümüze sofra gibi serer. Sayfa sayısını da göz önünde bulundurursak tek oturuşta bitirilebilecek bir akıcılığa sahip. Yer yer gözlerinizi dolduracak olan edebiyatımızın bu değerli eserini okumayı ertelemeyin.