"Şimdi çok utanıyorum." "Neden?" "Şu postallarımdan..." "Aldırma" "Aldırma mı? Ayıp değil mi bunlarla..." "Neden ayıp olsun? Benim bir ağabeyim var, der ki; eski ayakkabılarımdan zenginlerimiz utansın."
Reklam
KAYINPEDERİYLE EVLENEN GELİN
Geçim sıkıntısı ve işsizlik, insanları ne hallere düşürüyor... İşte bunlardan biri daha: İşsiz bir koca, çalışmayan eşi ve işsiz kocanın yıllar önce eşini kaybeden babası aynı evde yaşıyorlar. Oldukça yaşlı olan baba, SSK emeklisi ve evin geçimine de ciddi katkıda bulunuyor. Bir gün baba rahatsızlanıyor. Hemen SSK Hastanesi'ne götürülüyor. Adamcağızın, kanser olduğu ve birkaç ay ömrü kaldığı anlaşılıyor. Oğlu ve gelini perişan vaziyette, bir yandan hastalığa bir yandan da, önemli bir gelir kaynağının kesileceğine üzülüyorlar. Günler geçiyor, yürekleri sızlatan bir çözüm bulunuyor. Henüz çocukları olmayan karı-koca, anlaşmalı olarak boşanıyorlar. Ardından kadın, eski kayınpederi ile evleniyor. Kaderin garip cilvesi, eski kocası da üvey oğlu oluyor.. Diyeceksiniz "Ne oluyor? Tam olarak anlayamadık". Açıklayalım; bir süre sonra, yaşlı adam kanser nedeniyle ölecek. Emekli aylığı yeni karısına kalacak. Böylece, ailenin geçimini sağlayan emekli aylığı kurtarılmış olacak... Kayınpederi ile evleneni ilk kez duyduk ama ölen babasından emekli aylığı alabilmek için boşanan ve boşandığı eşiyle yaşayan onbinlerce kadın olduğu bilinen bir gerçek... Yıllardır devam eden bu uygulamaya “Tamam belki yasalara uygun ama etik değil" diyeceğinizi tahmin ediyoruz. Haklısınız. Ne diyelim... Bundan da, asıl utanmaları gerekenler utansın!...
Sayfa 345Kitabı okudu
harika bir tanım
Yıllar, samimi bir sevginin karsısında tüm etkisini yitirir. Öyle bir sevin ki birbirinizi, zaman akmaya utansın
Benim bir ağabeyim var, der ki: Eski ayakkabılarımdan zenginlerimiz utansın...
Reklam
Kitap yazılalı yıllar olmuş ama bazı şeyler değişmiyor..
Artık dünyanın yeni zalimleri belirli. Ve romanlar yazılacak, filmler çekilecek, şarkılar söylenecek ise eğer, onları, o zalimleri, o katilleri tel'in etmeli, onların yüzünü kızartmalı. Ve antisiyonist Yahudiler de bizimle aynı halkaya girerek bu katil ayaktakımına karşı insan kardeşliğinin türkülerini söylemeli. Kana'da küller içinden gökyüzüne tutulan minik yavru, o dünyanın en güzel şehidi, dünyanın en mazlum, en içli, en ivazsız hakikati, hepimizin yavrusu. Onun bedeniyle külleşen, hepimizin yüreği. Utansın utanması gereken! Kahhar olan Tanrı, yok etsin zalimleri kendi 'akıllı' silahlarıyla! Ve yüreğinde en ufak bir insanlık kıpırtısı taşıyan, sıksın yumruğunu, sıksın dişlerini, lanetlesin dünyanın bu küstah ve kan içici efendilerini! Bu ayaktakımını, bu terör devletlerini. İnansın o güne ki, kundakta öldürülen bebeğin ahı, yıkar zalimlerin saltanatını. Ama biz gelin yine de umudu dik ve diri tutalım, zalimler bizi en çok umutsuzluğu yayarak çökertmek istiyorlar çünkü. Hayallerimizi de bombalıyorlar. Daha adil bir dünyanın mümkün olabileceğine dair heves ve tutkularımıza arsızca saldırıyorlar.
Yaşanmamış geçen yıllar utansın
Bazı zamanlarda hayat nedense başka bir şeye benziyor. İçinde hiçbir zaman yer almadığı başka bir şeye.
Sayfa 115
''Neden ayıp olsun? Benim bir ağabeyim var, der ki: Eski ayakkabılarımdan zenginlerimiz utansın..
Sayfa 59 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Benim bir ağabeyim var, der ki: Eski ayakkabılarımdan zenginlerimiz utansın ... "
Benim yatağım simsiyah olmalıydı Ketenden yahut setenden. Merhaba yıllarca sonraki düşüncelerim Sizlere bir karanlık getireceğim,
Eski ayakkabılarımdan zenginlerimiz utansın..
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.