"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Hey gidi hırçınlıktan yarılan dağlar
Duysun, karşı pınarda bekleyen oğlanlar
Al yazmaya bürünen kızlar
Aşıklar bu diyarda tepe mi koyar
Heyy gidi dağlar..
Yıllar yılı asker yolu beklemiş ocaklar
Toprağı yar bilmiş yarenler
Beklerler..
Maalesef Murat Bey durmuyor ve takipçilerime ulaşıyor ve bu mesajı bana iletmesini istiyor. Bu durum hepimizi ilgilendiren bir konu olduğu için sizle paylaşıyorum. Lütfen kanmayın bunlara ve susmayın ifşa edin ki utansın ve bir daha yapmasın..
(Bu arada destekleriniz için teşekkür ederim🙏)
Güzel yarınlara, mutlu yıllar ❣️🌼
Özlediğiniz günlere götüreyim mi sizi?
80'lerin, 90'ların çocukluğuna...
Sobalı evlere,
Mahalle maçlarına,
Dantelli yakalı mavi önlüklere,
Siyah beyaz filmlere...
Sahi her şey güzel miydi o günlerde yoksa biz öyle hatırlamak istediğimiz için mi bize öyle geliyor? Zor günlerdi aslında. Soba sanıldığı kadar kolay bir iş, kış
Örneğin okulda, Atatürk'ün karga kovaladığını bilirdik ama 5000'e yakın kitap okuduğunu bilmezdik. Laikliğini az çok bilirdik, ama Kurtuluş Savaşı sırasında işgalci Yunanlılarca yıkılan, ahır yapılan yüzlerce camiyi tamir ettirdiğini bilmezdik. İçki içtiğini duyardık da. Kur’an’ın ilk gerçek tefsir ve tercümesini yaptırmak için verdiği mücadeleyi