"Yılmaz Güney (Yılmaz Pütün) ( 1937-1984)
" Adana'nın Yenice köyünde doğdu. Lise öğrenimini Adana'da tamamladıktan sonra İstanbul İktisat Fakültesi'ne yazıldı. Atıf Yılmaz'ın filmlerinde (Bu Vatanın Çocukları, Alageyik, Karacaoğlan'ın Kara Sevdası vb) senaryo yazarlığı, yönetmen yardımcılığı ve oyunculuk yaptı. Lise yıllarında öyküler yazmaya başlayan Yılmaz Güney, Onüç adlı edebiyat dergisinde yayınlanan "Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri" başlıklı öyküsü nedeniyle, bilirkişi Doç. Dr Sahir Erman'ın raporuna dayanılarak komünizm propagandası yapmak suçundan önce yedi yıl altı ay, Yargıtay'ın bu kararı bozması üzerine de, bir buçuk yıl ağır hapis cezasına çarptırılınca çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı ( 1961). Cezasını çektikten sonra, küçük yapımevleri adına yazdığı senaryolarda oyuncu (kimi kez de yönetmen) olarak çalıştı. Bu filmlerde, kendi deyişiyle "durmadan kaçan, istemediği olaylara karışan, yabanın kadınına bakmayan, isyan eden ve sonunda yenik düşen ezik insanları" canlandırdı
Sayfa 921Kitabı okudu
Esaret bağlarında gül olmaktansa, özgürlük dağlarında diken olurum... Yılmaz Güney (Pütün)
Sayfa 60 - AlfaKitabı okudu
Reklam
Asıl hapishane insanın kafasında yarattığın hapishanedir. Hayatı sınırlayan hapishane odur ki, ilk fırsatta yıkılmalıdır. Dünyayı daha iyi kavrayabilmek için... Yılmaz Pütün / Güney
Sayfa 60 - AlfaKitabı okudu
Kocaman YILMAZ GÜNEY de olsan, küçücük bir BABAcıksın!..
Bugün evde şenlik var. Benim babam hapisten çıktı. Artık ben de herkes gibi olacağım, hatta daha da özel olacağım, çünkü benim çok güçlü bir babam var. Ama olmadı. Benim babam beni görmeye gelmedi. Karısını ve oğlunu görmeye gitti. Ben onları, adına "gazete" denen bir kâğıtta gördüm.
Sayfa 43 - DOĞAN KİTAP
Ülkü Tamer
Yılmaz Pütün İstanbul’a gelince beni buldu. Pek tanıdığı yoktu. Uzun süre benimle kaldı. Yemeklerimizi, çoraplarımızı paylaştık. Öykü yazıyordu. Arkadaşlarımla tanıştırdım onu. Günün birinde, “Ben oyuncu oluyorum; bir filmde oynayacağım” dedi. “Ulan, senden oyuncu mu olur!” diye güldük. Sadece oyuncu değil, gerçek bir sinemacı oldu. Yılmaz Güney oldu.
Bu sol eğilimli ve Kemalist tonlamalı derginin sürekli yayın kadrosunda Yavuz Abadan ve Doğan Avcıoğlu bulunmaktadır. Turgut Uyar, llhan Berk, Cemal Süreya, Orhan Duru, Ceyhun Atlıf Kansu, Fethi Naci, Muzaffer Erdost, Ülkü Tamer, Ece Ayhan, Güner Sümer, Korkut Boratav (A. Korkut/Mustafa Karakaş takma adlarıyla), Tevfik Çavdar, Vüs'at Bener, Yılmaz Pütün (Güney), Can Yücel, Tank Dursun, Bumin Gaffar (Fikret Hakan), Asım Bezirci (Halis Acar takma adıyla), Attila llhan ve Ahmet Oktay "Pazar Postası"nda çeşitli alanlarda yazılan çıkan yazarlar arasındadır.
Sayfa 91 - İletişim Yayınları
Reklam
¶¶ "Sevdiğim şairleri değişik nedenlerle severim. Şiirimle doğruya bir ilişkisi yoktur bunun. Benim için, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet Necatigil, Melih Cevdet Anday her zaman 'var' olmuşlardır. Dikkatle severim onları. Hilmi Yavuz'un yazdıklarını merak ederim, şiir alfabelerimiz değişik olsa da. Rimbaud ve Lautréamont sürekli çıtadırlar önümde, kıskanırım onları. Maldoror'un Şarkıları (Lautréamont) 1989'dan bu yana Türkçe'de var; ama hâlâ keşfedilmeyi bekliyor. Ritsos'a gelince: Kendimi keşfederken kılavuzum oldu, 'lalam' oldu. Hayatımda tanıdığım en kusursuz insandır, en yüce gönüllü insandır, bana 'çalışma' denilen şeyi öğreten insandır. Aynı duygusal yakınlığı bir Nihat Ziyalan'a, bir de Yılmaz Pütün'e (Güney) karşı duymuşumdur. Ayrıca Adonis'i, Abdellatif Laâbi'yi, Alan Bosquet'yi anabilirim. Bunlar benim 'şiir' konuştuğum, yanlarında özgürlüğümü eksiksiz duyumsadığım arkadaşlarım." ¶¶
Sayfa 37 - Dünya Kitapları, Yayın Yönetmeni Feridun Andaç, Birinci Basım Nisan 2005Kitabı okudu
Bir sanatçı olarak "Yılmaz Güney" diye bilinirim. Asıl adım Yılmaz Pütün'dür.
Sayfa 185Kitabı okudu
141. maddeden yargılandığı için gazete ve dergilere yazdığı yeni yazılarında 'Pütün' soyadı yerine 'Güney'i kullanmaya başladı.
Yılmaz'ın soyadı 'pütün'dür ve soyadının 'Güney' olmasına daha çok vardır...
Reklam
Adana’dan Yeni Ufuklar dergisine hikâyeler gönderen bir Yılmaz Güney, daha doğrusu Yılmaz Pütün. Önce 1960’ta bir hikayesinden hapse girecek, ardından 12 Mart’a Selimiye’ye alınacaktı. Şimdi de yurdumun hapishanelerindedir. -Kendi Kuşağımı Düşünüyorum- 1980
Sayfa 14 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yılmaz Güney
Yılmaz Pütün İstanbul'a gelince beni buldu. Pek tanıdığı yoktu, Uzun süre benimle kaldı. Yemeklerimizi, çoraplarımızı paylaştık. Öykü yazıyordu. Arkadaşlarımla tanıştırdım onu. Günün birinde, “Ben oyuncu oluyorum, bir filmde oynayacağım” dedi. “Ulan, senden oyuncu mu olur!” diye güldük. Sadece oyuncu değil, gerçek bir sinemacı oldu. Yılmaz Güney oldu.
Sayfa 46 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Yılmaz Pütün İstanbul'a gelince beni buldu. Pek tanıdığı yoktu. Uzun süre benimle kaldı. Yemeklerimizi, çoraplarımızı paylaştık. Öykü yazıyordu. Arkadaşlarımla tanıştırdım onu. Günün birinde, "Ben oyuncu oluyorum; bir filmde oynayacağım" dedi. "Ulan, senden oyuncu mu olur!" diye güldük. Sadece oyuncu değil, gerçek bir sinemacı oldu. Yılmaz Güney oldu.
Ülkü Tamer
Ülkü Tamer
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.