yenile yenilene bana abanıyorsun sen de
ateş kesiyor dudakların
saçların iri bir tutunmak oluyor o yangın yerlerinde
gözlerinle gözlerime dokunuyorsun
bir bilsen o an gözlerim oluyorsun
kaçalım, beni gören sen sanacak ...
(SON)
“Aşk kaç kişiliktir?
Aşk, yalnızdır; âşık yalnızdır. Başkasının arzusunu arzulayan arzu yalnızdır. Herkes kendi sevgisinde, duygusunda, kederinde, hevesinde yalnızdır…”
Sayfa 99 - Red KitapKitabı okudu
“Bir kent gidince ve bir sevda, ayrılınca biter mi? Bir kent bitse bile, bir sevda bitse bile, o kente ve o sevdaya gitmiş olmak bitmez ki…”
Sayfa 97 - Red KitapKitabı okudu
ANLAMANIN UYKULARI
Eksilmeyen
ve eğilmeyen bir çığlık gibi ömrümüz.
Ey çığlık, çek git,
büyüdün artık;
artık ağzımıza sığmayacaksın.
Sayfa 47Kitabı okudu
Yılmaz Odabaşı
Ben şu kısa boylu hayatta
uzun boylu kederlerle acırım.
Yorar beni şu telaş, şu karmaşa.
Bir sığınak aranırken şu uğultuda,
bir aşk gelir, bir yara.
Bir yara…
Bir yara daha
Her eşkıya ecelsiz ölür elbet.
Belki okunmaz bile künyesi.
Sayfa 43Kitabı okudu
Her şeyden biraz kalır diyor birileri,
Çoğunlukla haklılıktır.
Kavanozda biraz kahve,
Kutuda biraz ekmek,
İnsanda biraz acı.
Aykırı bir uzaklığım,
konuşmayı unuttum…
Bozbulanık gecelerde
sevişmeyi unuttum…
/Yeter ki yasaktaki tadı kuşanıp
yenibaştan…
O yasak özlemleri giyin gel,
yenibaştan!/
aykırı bir uzaklığım
konuşmayı unuttum
bozbulanık gecelerde
sevişmeyi unuttum
“Giderken sevginin sol bileğinden kan sızıyordu ve kalbimde kan bulaşığı bir güz; kalbimde sanki fırtınada yapraklar…”
Sayfa 95 - Red KitapKitabı okudu
“Sana korkusuzdum, sana ateş, sana kül, sana belâ!
Sana korkusuzluğumla o korkuyu yendim ve o kente konuk geldim…”
Sayfa 93 - Red KitapKitabı okudu