Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı Günlere geldim bunu bana öğretmediniz Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim Bunu bana söylemediniz İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler Bunu bana öğretmediniz
Sayfa 177Kitabı okudu
Ben yalnızca gün batımını izleyip "Çok hoş," diye düşünürken, sizin usulca elinizi omzuma koyup "Seni anlıyorum, acı çekiyorsun. Ancak acı çeken yalnızca sen değilsin, gün batımının hüznünü ben de çok iyi biliyorum. Yine de buna katlanıp yaşamaya devam etmeliyiz. Sadece bir süre daha, bir tek benim için bile olsa yaşamaya devam et. Bu dünyada ölmeyi arzulayıp yine de hayata tahammül ederek yaşamaya devam eden on binlerce, yüz binlerce insan var," gibi cümleler söyleyerek sanki ben ölmek istiyormuşum gibi abartılı laflar etmeniz o kadar komik ki bana acı veriyor.
Reklam
Dinler Tarihi Meğer Çok Oynakmış Satır aralarına en değerli ilmi sır bilgileri yazmak bu yazın ustasının en değerli hüneridir. Tarihi olan kültürü olan ve sır taşıyıcıları tarafından değiştirilmesine asla izin verilmeyen bir tek Türkler var. Zaman zaman devleti yöneten gafletler yüzünden yaşanır gerilemeler. Dijital peygamberler dinler
"...büyük adam olacaksın lafını sarfeden arkadaşları bir gün, büyük sıfatını İskender’le birleştirince, o da bu saptamayı ironik olarak, ne büyük İskender’i, ben olsa olsa küçük İskender olurum’a dönüşmüştürmüştü; gülüşülünmüştü uzunca. Yıl, yine 1980’di."
İnsanlar ömür denen şeyi ne de uzun sanıyorlar. Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hiç ölmeyeceklermiş gibi dolaşıyorlar. Oysa etraflarında o kadar ölüm var ki! O kadar çok ölen var ki etraflarında. Yine de ibret almıyorlar. Ölüm denen mecburiyetin bir gün onlara da geleceğini hiç getirmiyorlar akıllarına. Sanki ölenler hep diğerleri olacakmış zannediyorlar. İnsan ne kadar nisyana meyilli, unutmaya ne kadar da alışık! Başkalarının hayatının niliayete erişi bir anlık da olsa ölümü düşündürüyor onlara lâkin sonra hiç olmamış gibi yaşıyorlar. Hiç kimse ölmemiş gibi, hemen yanı başlarında onca mezarlık yokmuş gibi davranıyorlar. Görüyorlar ama görmezden geliyorlar, her gün ölüyorlar ama ölümü bilmezden geliyorlar. Şayet ölenler en yakınları, en sevdikleri, en vazgeçemedikleri bile olsa yine de birkaç zaman kalıyor ölümün zihinlerindeki yeri. Sonra yine gafil, yine meçhul, yine kayıp...
Değerdi. Bir kadın, bir kadına her zaman değerdi. Dokunurdu kalbine, ruhuna, birbirlerini her zaman iki kadın daha iyi anlar, ifade eder, temsil ederdi. Bir kadın bir kadına dağ bir kadın bir kadına yol, bir kadın bir kadına her zaman dost olurdu; en büyük düşmanı bile olsa bu hayatta, bir gün yere düşerse yine o düşman üzerine düşen gölge olurdu.
Sayfa 586Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.