Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
inceleme yazmaya baya üşendim ama okunur kitap filmini izlemedim çünkü üşendim ama kitabı sardı bazı yerlerde beni kanser etse de anna ama yine de okunur ama okumazsaniz da bir şey kaybetmezsiniz zaten Anna mali ölüyor Tolstoyu severim ama kral bunu yazarken niye aglamissin anlamadım ama seviyorum seni tolsto
206 syf.
·
Puan vermedi
“SEVGİLİ DOST,
Bir zarfı açmak kadar kalbi titreten ne vardır. Zarf mahremiyettir, mahrem olmasa da satırlar. Bir köşeye çekilinir, yalnız okunur mektuplar…”
diyerek başlamış sevgili A.Ali Ural.
Kalbi titreten , yüreğe sanki baharda yağan yağmurların ardından gelen toprak kokusunu hissettiren satırlar var. Kitap seven birine hediye alacaksam ilk
206 syf.
·
Puan vermedi
Ali Ural bir mektup arkadası olarak görüyor sizi ve anlatıyor.
Sakin ve dingin bir ruh hali kazandırıyor size.ara ara açıp kendinize bir not hediye bile edebilirsiniz.
Tek seferde okunup bitebilecek bir kitap degil çünkü Posta Kutusundaki Mızıka.
"dokunsalar aglayacakmışsın gibi ama dokunmamışlar. Yine de aglamışsın"
191 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kadar insanın içine işleyen bir kitap olur mu? Doğum günümde açılmayı bekleyen küçük bir kargo paketinin içinden çıktı bu kitap.Yıpranmış hafiften karalanmış bir hâlde buldum kendisini.Kitap görünce dayanamam mutlaka açar bakarım bir.Açar açmaz şu cümlesine denk geldim "Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar. Yine de ağlamışsın..." duygusal olarak da kötü bir dönemdeydim herhalde.Hemen çantama atmıştım bu kitabı. Bulduğum her boşlukta,düştüğüm her boşlukta okudum...
Hakikatler den bahsetmesi belki de bana kitabı mükemmel,kusursuz kılan. Hani diyor ya Ali Ural "Bulunduğu durumun farkında olmamak her durumdan daha kötüdür."diye.İşte orada bir sarsıldım.Dedim ki"ben ne yapıyorum, neyi yapabiliyorum?"Okudum,hoşuma giden yerleri tekrar tekrar okudum hâlâ da yolculuğa çıkacak olduğumda mutlaka yanımda bulunur.Hani insan kitaplığının başına en güzel en yeni kitabini koyar ya ,benim kitaplığımım başında hep bu yıpranmış kitap vardır. çektiğim fotoğrafların altlarına yazdım,herkese tavsiye ettim.sizede ediyorum okuyun okutturun ;)
Merhaba bu kitabı kucuk bir bolumunu şiir olarak dinledikten sonra keşfettim.Yazar adeta mektup arkadaşı gibi görerek okurken birbirinden güzel mesajlar içeren satırlar sunuyor. Ruha dokunan cümleler ile bir dosta sahip olmanın değerini hatırlatıyor. Ne çok unuttuğumuz değerler olduğunun, anlamsız kavgalarımızın altını çiziyor. Birçok yazar ve kitaptan kısa alıntılarıyla mektupları içerisinde öğütler veriyor. Kitap en yakın dosta sarılma ihtiyacı hissettiriyor biterken adeta. Çağımızda kaybedilen dostluk kavramına vurgu yapıyor. Birbirinden güzel 61 tane mektuptan oluşan bir kitap kesinlikle tavsiye ediyorum sevgili dostum. Kitaptan birkaç kesit
Sevgili Dost
Her defasında bu iki kelimeyle başlıyorum mektubuma. Çünkü bu iki kelimeden her biri, gücünü diğerinden alıyor. Sevgili olunmadan dost, dost olunmadan sevgili olunmuyor."
"Sevgili Dost
Geçen sabah üzüntülü olduğunu söylediler. Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar yine de ağlamışsın."
"Sevgili Dost,
Kim kazandı? Atom bombasını Hiroşima’ya atan mı? Everest’in tepesine ilk kez varan mı? Doksanıncı dakikada maçı alan mı? Diriler mi, ölüler mi? Çobanlar mı, sürüler mi? Efendiler mi, köleler mi?
Kim kazandı?
Sevgili Dost,
Herkes kaybetti. Ölüm kazandı. Mezar taşlarına: “Huve’l-Bâki” kazındı."
Sevgili Dost
Yazar adeta mektup arkadaşı gibi görerek okurken birbirinden güzel mesajlar içeren satırlar sunuyor. Ruha dokunan cümleler ile bir dosta sahip olmanın değerini hatırlatıyor. Ne çok unuttuğumuz değerler olduğunun, anlamsız kavgalarımızın altını çiziyor. Birçok yazar ve kitaptan kısa alıntılarıyla mektupları içerisinde öğütler veriyor. Kitap en yakın dosta sarılma ihtiyacı hissettiriyor biterken adeta. Çağımızda kaybedilen dostluk kavramına vurgu yapıyor. Güzel ve samimi dille yazılan bir kitap. Özellikle şu kısımlar çok hoşuma gitti:
"Sevgili Dost
Her defasında bu iki kelimeyle başlıyorum mektubuma. Çünkü bu iki kelimeden her biri, gücünü diğerinden alıyor. Sevgili olunmadan dost, dost olunmadan sevgili olunmuyor."
"Sevgili Dost
Geçen sabah üzüntülü olduğunu söylediler. Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar yine de ağlamışsın."
"Sevgili Dost,
Kim kazandı? Atom bombasını Hiroşima’ya atan mı? Everest’in tepesine ilk kez varan mı? Doksanıncı dakikada maçı alan mı? Diriler mi, ölüler mi? Çobanlar mı, sürüler mi? Efendiler mi, köleler mi?
Kim kazandı?
Sevgili Dost,
Herkes kaybetti. Ölüm kazandı. Mezar taşlarına: “Huve’l-Bâki” kazındı."
Geçen sabah senin üzüntülü olduğunu söylediler. Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar. Yine de ağlamışsın; dostun gözünden akan bir damla yaşın yeryüzündeki bütün gölleri tuz gölü yaptığını bilmez gibi.
Sevgili Dost,
Piyanonun tuşları, yan yana durdukları halde susmayı bildiklerinden dinletiyorlar kendilerini..
Sevgili Dost,
Konuştuğuma çok kere pişman oldum ama sustuğuma asla!
Sevgili Dost,
Bugün yazmak değil, konuşmak istiyordum seninle. Ama yine yazdım.
Sevgili Dost,
O halde sen konuş!
Sevgili Dost,
Geçen sabah üzüntülü olduğunu söylediler. Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar yine de ağlamışsın…
Dostun gözünden akan bir damla yaşın yeryüzündeki bütün gölleri tuz gölü yaptığını bilmez gibi..
Sevgili Dost,
Gel buraya!