Tövbe eden kul da yüce Hak katında pek üstündür. “nasûh bir tövbe"
Hz. Peygamber yine buyurdu ki: “Bir kul suç işler; o suç onu cennete sokar.” “Nasıl olur? Ey Allah’ın elçisi?” dediler.
Buyurdu ki: O suç kulun gözünün önünde durur; her nefeste pişman olur, özürler diler. Bu pişmanlık, bu özür dileyiş, sonunda onu cennete sokar.
Bir kul, kıyamet günü suç defterini görür, cehennemin yolunu tutar. Ona derler ki: “Defterin bir de öbür tarafını oku!” Okuyunca görür ki tümden ibadet, tümden kulluk; sebebi de onun “nasûh bir tövbe” ile tövbe etmesidir. Allah-u Teâlâ bu yüzden onun suçlarını kulluğa, ibadete çevirmiştir.”
İnsan şahittir. Niçin? "Dünya'ya gelmezden önce yaşanılmış olan kemâl-i hatırlamaktadır da onun için. Ruhlar bedenlerden önce yaratılmışlardır. Allah , "Daha ete kemiğe bürünmeden, ruhlar âleminde iken onlara sordu: " Ben sizin Rabb'iniz değil miyim?" Cevap verdiler: " Evet ", (A'râf,172) " Böylece ruhlar, daha doğmadan Allah'ı tanıdılar ve ona bağlılık yemini ettiler. Bu yüzden sûfiler ; Allah'a karşı duyulan özlemin onu daha önce tanımış olmaktan ; musikiyi sevmenin, ruhlar âleminde duyulmuş şeyleri hatırlatmasından ; güzelliği sevmenin de Allah'ı görmüş ve onun güzelliğine şahit olmuş olmaktan kaynaklandığını söylerler." İslâm'da ruhlar bedenden önce vardır , o yüzden de ruhlar (geçmişi) hatırlarlar " , işte şahitlik kavramı budur. Mevlâna'ya göre;
Bizler Hz. Âdem'den geldik, hepimiz ezgiler dinledik cennette ; (Bedenimizin) su ile balçığı içimize kuşkular düşürse de o ezgilerden hafızamıza bir şeyler gelir yine de...
Gel, gel ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister Mecusi,
İster puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...