Zamansız ölümün sevenlerini üzmesi üzerine :
 "En Son Ölüm Gelir, Yine de Erken Deriz.." - Hz Mevlana
Herkes anlayacak ki, arı sabrı olmadan bal yapılamaz. Ve yine herkes anlayacak ki, derdi bal olanın, sabrı dağ olacak... Mevlana hz (ks)
Reklam
Bugün gerçekten elektrik yüzünden mi planlarımı uygulayama­ dığımı düşünmüştüm? Evet, yine her zamanki gibi, "ikincil sebepler avamın bunlarla uğraşması içindir. Niçin bunları unutuyorsun?" Bu­ nu unutmaz oluncaya kadar "uğraştırılacağımı" hissediyorum ... Hz. Mevlana şöyle der: ikincil sebepler Hakk'ın kalemi gibidir. Yazar ve ya­zılan Hak'tır. O istemedikçe kalem hareket etmez. Şimdi sen kaleme na­zar edip, "bu kaleme bir el lazımdır" demezsin. Sen kalemi görüp onu dü­şünürsün, ama onu oynatan eli düşünmezsin (FmF, MEB, s.343).
Mehmet bana, "dipte uyuyan balık" gibi geldi. Onu uyandırmam mümkün olmasa bile, çocuklarımı alıp gitmeden önce en azından onun daha rahat uyumasını sağlamalıydım. Onun için gerçekten da­ ha fazlasını yapamaz mıydım? Ben, Hz. Mevlana'nm tarif erttiği "bo­ğulmuş insan" olmaktan ne kadar uzağım! Kendimi denize teslim edeceğime, inat ve aceleyle su yüzüne çıkıyor, üstelik cüzdanımı al­ mayı da unutmuyorum! Bu benim madde dünyasına düşkünlüğümü sembolize ediyor olmalı. Yol çok uzun! Kendini planlanndan nasıl kurtaracağını planla (OS, s.78), der Hz. Mevlana. Nasıl? Ancak "kalbimin yolunu" izlersem! Bunun ne anla­ ma geldiğini anlamıyorum. Ne olduğunu bile bilmediğim bir şeyin nasıl üstesinden gelirim? Yine cesareti kırılmış olarak zikirlerime dönüyorum.
245 syf.
4/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Kısa birkac not ve değerlendirme eklemek ihtiyacı hissettim. Kitabın başında bir ithaf var. Asım'ın Neslinden Ali Mehmet Celal ŞENGÖR'e diyor. Bu şahıs ne zaman Asım'ın Neslinden oldu anlaşılır değil. Kitap 2002'de yazıldığı yillarda durumu nedir bilemem ama şimdiki zamanda reddedilecek bir ithaf ve sıfatlandırma olmuş.
Hasan Ali Yücel'in Tasavvufi Dünyası ve Mevleviliği
Hasan Ali Yücel'in Tasavvufi Dünyası ve MevleviliğiAhmed Güner Sayar · Ötüken Neşriyat Yayınevi · 201711 okunma
Defalarca eleklerden geçeceksin...
Buğdayın ekmeğe dönüşüp insanlara faydalı oluncaya kadar geçirdiği aşamaların her biri ne kadar çarpıcıdır. Toprağa gömülür, toprakla mücadele ede ede filizlenir, sonra biçilir, sonra har- manda dövülür, sonra samandan ayrılır, sonra değirmende yine dövülür, sonra teknelerde yoğrulur, sonra fırınlarda ateşe atılır, sonra dişlerde paramparça edilir, ardından mide asitleri tarafın- dan daha da parçalanır. İşte buğday bütün bu çilelerin sonra- sında insan gibi mükerrem bir varlığın var oluşunun devamına vesile olacak faydalı bir hale gelir. Bu süreçler buğdaya verilmiş bir ceza değil, onun gerçek değerini ortaya çıkarmak ve özel bir göreve hazırlamak için ona yapılmış iyilik ve ihsanlardır. Hz. Mevlana'nın bu konuda manidar sözlerinden biri şudur: "Bahçıvan ağaçları budamasa dallar gelişir mi? Terzi kumaşı parça parça etmese elbise çıkar mı?" (Mesnevi, Cilt 1). Nietzsche der ki: "Öldürmeyen acı, beni güçlendirir."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.