_Manyetizma, X, Alfa-Beta-Gama, Çakra
_Frekans - Titreşim, bir eylemin saniyedeki tekrarlanma sıklığı. Tesla’ya göre evren, kocaman bir titreşimdir. Einstein’e göre her şeyin özü enerjidir; her şey titreşen atomlardan oluşmuştur ve madde diye bilinen şey bile titreşen enerjidir. _İnsan zihni, elektrokimyasal enerjiyle çalışır ve farklı dalga boylarında frekanslar yayar ve bu manyetik
Kiminin elinde bir kova kimininde bir kepçe kiminde bir çay kaşığı Herkes kendi yüreğinin kabuğu kadar çeker durur o denizden . . Pinhan ilk romanı ve kitabı okuyan herkesin hemen göreceği üzere tamamen bu hamurla yorulmuş bir hikaye şehrin aynaları keza öyle u tarihsel Roman müstesiz mi Akdeniz havzası üzerinden kurgular Geçmişe Yolculuk yapar
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Javier Marias Beyciğim siz öyle neler yazıyorsunuz. Uzun uzun cümlelerle oluşturulan paragraflarda bu nasıl bir şiirselliktir. Düş mü gerçek mi, şu an mı geçmiş mi derken kelimelerle edebi şölen yaşatıyorsunuz adeta. Bu ayı tanışmadığım yazarlarla geçirdim. Kendimi de o kadar şanslı hissediyorum ki, çünkü hepsine aşık oldum. Bu ay çok tekrarlamış gibi olucam ama Marias sanırım sana da aşığım. Önceki paragrafımdan anlaşılacağı gibi 'Duygusal Adam' okuduğum ilk Marias kitabı oldu. Geçen sene de yine bu kitabı elime almıştım fakat kendimi tam odaklayamadığım için ilk sayfalarda okumayı bırakmıştım. Bu ay okumadığım yazarlarla tanışırken Marias'ı da elime almış bulundum. Marias vapurda, dışarda ya da kafa dağıtmak için okunacak bir yazar değil. Kendinizle olduğunuz, kelimelere odaklanabilecek duygu yapısında ve sessiz ortamda olmanız durumunda müthiş bir keyif sunuyor. Okuması zor ama kendisini özlettirebilecek bir yazar sanırım. Evet, ilk okuduğum kitabıyla bu hisleri taşıyorum. Kitabı yorumlamaktan çok Marias'ı övmek gibi oldu bu incelemem ama kitabın konusu çoğu edebi eserde karşımıza çıkabilecek türden: Bir tutku hikayesi. Marias bunu kendi üslubuyla bambaşka bir şeye dönüştürüyor. Kelimelerle düşüncelerinizi dans ettiriyor.
Duygusal Adam
Duygusal AdamJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 2020249 okunma
234 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
ALEXANDRE DUMAS FILS & KAMELYALI KADIN
Marguerite... Armand... Yine kelimelerle nasıl anlatacağımı bilemediğim bir eserle geldim. İnsanın bazen dili tutulur cümle kuramaz ya şuan öyleyim. Ne söylersem söyleyeyim eksik kalacak hissi. Kitabı okumaya başladığım andan beri büyük bir tutkunun, aşkın, fedakarlıkların beni beklediğini hissediyordum fakat bir kitaptan, bir kitap diye
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,4bin okunma
CAN KOZALAĞIM - 2
Işim, gücüm ne benim? Yağmur dertli, kederli yağıyor tepemin üstünde Ve o sıralar aklımın bir köşesinde Ben zatürre olmaya doğru koşarak Hep öyle tatlı tatlı, işveli nazlı geçiyorsun Ben yıllarca yoldan geçen hancı bilirim kendimi Hiç beklediğim yoktu Hâlimi soranda olmayınca öyle ipsiz uçurtma gibi savruldum Hep bekledim seni beklemek kabuk
344 syf.
10/10 puan verdi
#kitapyorumu 5/5️️️️️ 10/10 ️️️️️ “Sevdiğim sensin,” dedi. “Hayatımın büyük kısmını kalbimi koruyarak geçirdim. O kadar iyi korudum ki bazen hiç yokmuş gibi davrandım. Şimdi bile delik deşik, kurtlanmış ve kabuk bağlamış halde. Ama sana ait.” Hiçliğin Kraliçesi biliyorsunuz ki Zalim Prens seri üçlemesinin final kitabı. Serinin birinci ve ikinci
Hiçliğin Kraliçesi
Hiçliğin KraliçesiHolly Black · Dex Kitap · 2021823 okunma
Reklam
“Delik bir çarşaf yüzünden parçalı bir hayata mahkûm edilsem de,” diye yazdım ve yüksek sesle okudum, “yine de dedemden daha şanslıydım; çünkü Adem Aziz çarşafın kurbanı olmayı sürdürdü, bense onun efendisi oldum - şimdi de Padma onun büyüsüne kapıldı. Sihirli gölgelerimde otururken ona her gün kendimin bir parçasını gösteriyorum -benim bağdaş kurmuş seyircimse, iki yana salınan bir kobra yılanının sabit bakışları karşısında hareket etmeden bekleyen bir gelincik gibi çaresiz, felç olmuş vaziyette -evet!- aşktan.” İşte kelime buydu: aşk. Yazılıp söylendiğinde Padma'nın sesini fevkalade tizleştirdi; kelimelere karşı hâlâ zayıf olsam beni yaralayabilecek bir şiddet boşaldı dudaklarından. “Seni sevmek mi?” diye bağırdı küçümsemeyle, “Neden sevecekmişim seni? Sen neye yararsın, küçük prens,” -işte coup de grâce girişimi- “bir âşık olarak?” Kolunu uzattı, kılları ışıkta parlıyordu, işe yaramadığı tescillenmiş organıma doğru aşağılayıcı işaret parmağını uzattı; kıskançlıktan kaskatı kesilmiş uzun, kalın bir parmak, ne yazık ki bana başka bir parmağı, geçmişte kalmış bir parmağı hatırlatmaktan öteye gidemedi... okunun hedefi vuramadığını görünce Padma bağırdı, “Delinin tekisin sen! O doktor haklıydı!” ve hırsla odadan fırladı. Madeni merdivende yankılanan ayak seslerinin fabrikanın zeminine indiğini duydum; karanlığa gömülmüş turşu kavanozlarının yanından geçti, kapının kilidi açıldı, sonra çarpılarak kapatıldı. Böyle terk edildikten sonra başka çarem olmadığından işime geri döndüm.
Yine kelimelere aşık oldum
You think because he doesn't love you that you are worthless. You think that because he doesn't want you anymore that he is right -- that his judgement and opinion of you are correct. If he throws you out, then you are garbage. You think he belongs to you because you want to belong to him. Don't. It's a bad word, 'belong.' Especially when you put it with somebody you love. Love shouldn't be like that. Did you ever see the way the clouds love a mountain? They circle all around it; sometimes you can't even see the mountain for the clouds. But you know what? You go up top and what do you see? His head. The clouds never cover the head. His head pokes through, beacuse the clouds let him; they don't wrap him up. They let him keep his head up high, free, with nothing to hide him or bind him. You can't own a human being. You can't lose what you don't own. Suppose you did own him. Could you really love somebody who was absolutely nobody without you? You really want somebody like that? Somebody who falls apart when you walk out the door? You don't, do you? And neither does he. You're turning over your whole life to him. Your whole life, girl. And if it means so little to you that you can just give it away, hand it to him, then why should it mean any more to him? He can't value you more than you value yourself.
305 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Hasan Ali Toptaş (HAT) ile tanışalı çok zaman olmadı. Yalnızlıklar ile büyülenip, Bin hüzünlü haz ile afallayıp, inat ve ısarla Harfler ve Notalarla yazarın peşine düşüp, Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız ile de bu güzel adamı tanıma anlama serüvenimi tamamladım. Daha önce de sezgisel olarak Hasan Ali Toptaş eserlerinin belli bir
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da YalnızHasan Ali Toptaş · Everest Yayınevi · 2017435 okunma
Okumaya Değer Hayatlar
Gelin sizi lise zamanlarıma götüreyim Matematik dersine.Matematiği oldum olası hiç sevmedim.Hiç bir zaman da anlamadım.Ama anlamayı denedim.Başım ağrıdı ama yine de ilgim vardı bir kaç konuya.Lise 1 de, bir öğretmen girdi okula orta yaşlarda,Erkek,mütevazi hepimizden birer ağaç çizmemizi istedi ağacı yorumlayacakmış gerçekten de anlıyordu hepimizi
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.