Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Delik bir çarşaf yüzünden parçalı bir hayata mahkûm edilsem de,” diye yazdım ve yüksek sesle okudum, “yine de dedemden daha şanslıydım; çünkü Adem Aziz çarşafın kurbanı olmayı sürdürdü, bense onun efendisi oldum - şimdi de Padma onun büyüsüne kapıldı. Sihirli gölgelerimde otururken ona her gün kendimin bir parçasını gösteriyorum -benim bağdaş kurmuş seyircimse, iki yana salınan bir kobra yılanının sabit bakışları karşısında hareket etmeden bekleyen bir gelincik gibi çaresiz, felç olmuş vaziyette -evet!- aşktan.” İşte kelime buydu: aşk. Yazılıp söylendiğinde Padma'nın sesini fevkalade tizleştirdi; kelimelere karşı hâlâ zayıf olsam beni yaralayabilecek bir şiddet boşaldı dudaklarından. “Seni sevmek mi?” diye bağırdı küçümsemeyle, “Neden sevecekmişim seni? Sen neye yararsın, küçük prens,” -işte coup de grâce girişimi- “bir âşık olarak?” Kolunu uzattı, kılları ışıkta parlıyordu, işe yaramadığı tescillenmiş organıma doğru aşağılayıcı işaret parmağını uzattı; kıskançlıktan kaskatı kesilmiş uzun, kalın bir parmak, ne yazık ki bana başka bir parmağı, geçmişte kalmış bir parmağı hatırlatmaktan öteye gidemedi... okunun hedefi vuramadığını görünce Padma bağırdı, “Delinin tekisin sen! O doktor haklıydı!” ve hırsla odadan fırladı. Madeni merdivende yankılanan ayak seslerinin fabrikanın zeminine indiğini duydum; karanlığa gömülmüş turşu kavanozlarının yanından geçti, kapının kilidi açıldı, sonra çarpılarak kapatıldı. Böyle terk edildikten sonra başka çarem olmadığından işime geri döndüm.
Yine kelimelere aşık oldum
You think because he doesn't love you that you are worthless. You think that because he doesn't want you anymore that he is right -- that his judgement and opinion of you are correct. If he throws you out, then you are garbage. You think he belongs to you because you want to belong to him. Don't. It's a bad word, 'belong.' Especially when you put it with somebody you love. Love shouldn't be like that. Did you ever see the way the clouds love a mountain? They circle all around it; sometimes you can't even see the mountain for the clouds. But you know what? You go up top and what do you see? His head. The clouds never cover the head. His head pokes through, beacuse the clouds let him; they don't wrap him up. They let him keep his head up high, free, with nothing to hide him or bind him. You can't own a human being. You can't lose what you don't own. Suppose you did own him. Could you really love somebody who was absolutely nobody without you? You really want somebody like that? Somebody who falls apart when you walk out the door? You don't, do you? And neither does he. You're turning over your whole life to him. Your whole life, girl. And if it means so little to you that you can just give it away, hand it to him, then why should it mean any more to him? He can't value you more than you value yourself.
Reklam
305 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Hasan Ali Toptaş (HAT) ile tanışalı çok zaman olmadı. Yalnızlıklar ile büyülenip, Bin hüzünlü haz ile afallayıp, inat ve ısarla Harfler ve Notalarla yazarın peşine düşüp, Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız ile de bu güzel adamı tanıma anlama serüvenimi tamamladım. Daha önce de sezgisel olarak Hasan Ali Toptaş eserlerinin belli bir
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da YalnızHasan Ali Toptaş · Everest Yayınevi · 2017435 okunma
Okumaya Değer Hayatlar
Gelin sizi lise zamanlarıma götüreyim Matematik dersine.Matematiği oldum olası hiç sevmedim.Hiç bir zaman da anlamadım.Ama anlamayı denedim.Başım ağrıdı ama yine de ilgim vardı bir kaç konuya.Lise 1 de, bir öğretmen girdi okula orta yaşlarda,Erkek,mütevazi hepimizden birer ağaç çizmemizi istedi ağacı yorumlayacakmış gerçekten de anlıyordu hepimizi
772 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Herkese selam, sana hasret. 1933/1950 tarihleri arasında, Nazım Hikmet'in İstanbul, Çankırı, Bursa cezaevlerinde kaldığı yıllarda yazılan yüzlerce mektup, müthiş bir dil ile anlatılan duygular, düşünceler. Nazım Hikmet ile Piraye aşkını duymayan yoktur muhtemelen. Bu mektuplarda bunu detaylı blr şekilde öğreniyor ve anlıyorsunuz. Nazım Hikmet
Piraye'ye Mektuplar
Piraye'ye MektuplarNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20174,936 okunma
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
50 günde okudu
"Gökte yüzen ince dumanın içinde UFO'lar, yarasaları ürkütmüştü." Bu kitap Murat Menteş ile tanıştığım ilk kitaptı.Üslubunun farklılığı kapaktan bile belli oluyordu aslında ama kitabın ilk sayfalarında geçen yukarıdaki cümle, beni adeta kitledi.İçimden 3 kere tekrar ettiğimi hatırlıyorum.Sonra sesli bir şekilde yanımdaki arkadaşlarıma
Antika Titanik
Antika TitanikMurat Menteş · April Yayıncılık · 20185,7bin okunma
22 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.