464 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Konu: Calla Fletcher, annesi kırsal yaşam tarzının izolasyonuyla başa çıkamadığı için babası Wren Fletcher’ı geride bırakarak onu alıp Alaska’nın vahşi doğasından kaçtığında iki yaşındadır. Artık yirmi altı yaşına gelen Calla’nın bildiği tek şey Toronto’da yaşadığı yoğun hayattır. Ancak aldığı bir haberle Calla doğduğu uzak sınır kasabasına uzun bir yolculuk yapma zamanının geldiğini anlar. Vahşi göçebe hayatına, tuhaf gündüz saatlerine, fahiş fiyatlara ve hatta ara sıra kulübelere göğüs geren Calla, tüm bunlara babasıyla bağlantı kurma şansı için katlanmaktadır; birçok hatasına rağmen yardım edemediği ama önemsediği adam için. Kitap bana göre ortalamaydı. Sonuna doğru bayağı ağladım. Calla ve Wren 'ın baba kız ilişkilerini pek hissedemedim. Duygusal bekliyordum ama çok yüzeysel kalmış. Aralarında derin bir hesaplaşma bekledim ama olmadı. Wren Mabel' le daha çok baba kız gibiydiler. Küçükken Wren Calla ya ufaklık dermiş sonradan Mabel 'e demeye başlamış. Hatta Calla 'ya uçak kullanmayı öğreteceğini söylemiş ama aynısını Mabel'e de söylemiş. Bari o ikisine özel kalsaydı. Alaska 'daki insanlarla bile kızı ile olandan daha çok anısı vardı bu beni üzdü. Calla ile 24 sene önceki baba- kız diyaloglarını da okumak isterdim . Spoi! Keşke Wren ölmeseydi de Calla ile aralarında daha derin bir ilişkileri olsaydı.
Alaska'ya Giderken
Alaska'ya GiderkenK. A. Tucker · Ren Kitap · 2023138 okunma
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Bir kadının küçücük bir övgüsü, (ağzından bal da ak­sa) bir erkeğin pohpohlamalarından çok daha değerlidir be­nim için.
Pdf
Her yer ıssız, karanlık. Sanki yeryüzünde bir ben canlı kalmışım. Beni de soğuk bir ölüm beklemekte.
Pdf
Kadınsa kedi gibi çevik, ince, ateşli bir şeydi. Sarılıp da dudaklarımdan öptü mü yüreğime ateş dökülürdü sanki.
Reklam
İnkâr..
Ruhumda bir kıvılcım eksik... Evet, bir eksiklik var bende... Durmadan onu arıyorum, onu özlüyorum... Ama nedir o? Bilmiyorum....
Ruhlarının ya da bedenlerinin bir hastalığını hayatta en değerli şeyleri sayan insanlar vardır. Bu hastalığı hayatları boyunca taşır ve sadece onunla yaşarlar. Onunla acı çeker, kendilerini onunla beslerler. Ondan yakınır, böylece öteki insanların ilgisine hak kazanırlar. Onları bu hastalıktan kurtarın, mutsuz olacaklarını görürsünüz. Çünkü hayatla aralarındaki tek bağ odur. Kimi insanlar da öylesine zavallı bir hayat yaşarlar ki, erdemsizliklerini erdem saymak zorunda kalmışlardır ister istemez.
Öldüyse -ki onun için çok daha iyi- rahat uyusun! Yaşıyorsa, esenlik içinde olsun ve dilerim yaşadığı hayatın bilinci uyanmasın ruhunda... Çünkü gereksiz, yararsız bir ıstırap olurdu bu...
Yalan bile söylese inan ona, dinle, niçin yalan söylediğini anlamaya çalış. Yalan, insanı kimi zaman gerçekten daha iyi açıklar.
Reklam
Yalan, insanı kimi zaman gerçekten daha iyi açıklar... Sonra, hayatımızda gerçek olan şeyler nedir? En iğrenç şeyler... Oysa insan çok güzel yalanlar söyleyebilir... Değil mi?.
Klasik..))
Bütün insanlar başarısızlıklarının suçunu birbirlerinin üstüne yıkarlar.”
Ruhlarının ya da bedenlerinin bir hastalığını hayatta en değerli şeyleri sayan insanlar vardır. Bu hastalığı hayatları boyunca taşır, sadece onunla yaşarlar. Onunla acı çeker, kendilerini onunla beslerler. Ondan yakınır, böylece öteki insanların ilgisine hak kazanırlar.
Her şey darmadağın, cansız. Gökyüzü bitmez tükenmez gözyaşlarını saçıyor. Her yer ıssız, karanlık. Sanki yeryüzünde bir ben canlı kalmışım. Beni de soğuk bir ölüm beklemekte
Günah işleyen kadının en büyük korkusu alay edilmektir. Onlar utanırlar bizden. Biz alacağımızı alır, sonra da ‘ahmak kadını’ nasıl ayarttığımızı anlatıp böbürlenmek için çarşıya çıkarız. Ama kadının gidecek kimsesi yoktur. Kimse yiğitlik saymaz onun günahını. Kardeş, kadınların en yoldan çıkmışı bile bizden daha çok taşır bu günahın utancını.
769 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.