Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan ırklarının ayrı türler olarak değerlendirilme sinin önündeki en sağlam argüman, onların soy dışı çaprazlamadan bağımsız olarak da sık sık birbirine dönüşüyor olmasıdır. İnsan, başka herhangi bir hayvandan daha iyi incelenmiştir, böyle olmasına karşın yetkin uzmanlar, insanı tek bir tür veya ırk olarak mı, yoksa iki (Virey), üç (Jacquinot), dört (Kant), beş (Blumenbach), altı (Buffon), yedi (Hunter), se- kiz (Agassiz), on bir (Pickering), on beş (Bory St. Vincent), on altı (Desmoulins), yirmi iki (Morton), altmış (Crawfurd) ya da Burke'ye göre altmış üç tür veya ırk olarak mı sınıflamak gerektiğine karar verememiştir. Bu görüş ayrılığı, ırkların tür olarak sınıflanamayacağı anlamına gelmiyor olsa da, onların kademeli olarak birbirine dönüştüğünü ve pek belirgin ayırt edici karakterler sergilemediğini gösterir.
Sayfa 238
Yirmi sekiz yıldır şu dünyayı seyrediyorum, kazançla zararı ayırt edebildiğim günden beri, canının değerini bilen daha bir tek kişiye rastlamadım.
Reklam
Hayatta kendinizi nerede bulucağınızı tahmin etmek istiyorsanız tek yapmanız gereken küçük kazanç ve kayıplarınızın kavisini takip etmek ve gündelik tercihlerinizin on ya da yirmi yıl sonra nasıl bir birikim oluşturacağını görmektir.
Bir zamanlar yaşlı ve yoksul bir balıkçı yaşardı; bu balıkçı, yıllardan birinde çok balık tutamamaya başladı. Günlerden bir gün balık tutarken teknesinin yanında genç bir denizkızı su yüzeyine çıktı ve "Çok balık yakalayabiliyor musun? "diye sordu. Yaşlı adam "Maalesef hayır, "diye cevap verdi. "Eğer sana bir sürü balık göndersem bana ödül olarak ne verebilirsin?" diye sordu denizkızı. ''Ah! Verebilecek çok bir şeyim yok ki,'' dedi balıkçı. "İlk oğlunu bana verir misin?" diye sordu denizkızı. "Eğer bir oğlum olsaydı verirdim," dedi balıkçı. "Öyleyse eve git, doğacak oğlun yirmi yaşına basınca beni hatırla; bu konuşmadan sonra çok fazla balık yakalamaya başlayacaksın."
Bugün, yirmi beşine basmış bir insan için, gözyaşı öylesine ender bir şey oldu ki, karşısına çıkan her kadına veremiyor insan gözyaşını.
Sayfa 7 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“Kiraz ağacından yirmi altı metre uzaktayım. Ama küçük bir hile yaptım. Adımları saymaya, ağacı ve yuvarlak çiçekleri gerçekten görerek değil, geçen yıldan hatırladığım görüntüyü hatırlayarak başladım. Yine de sayılır, öyle değil mi?”
Sayfa 164 - Genç Timaş
Reklam
Bankerler!!!
Kırk yedi yaşındayım ve yirmi yıldır bu işe yoruyorum kafamı. Benim hayatım hayat mıdır? Bir köpek hayatı! Hatta ondan da kötü!.. Onun bir kulübesi, kemirecek bir parça kemiği vardır hiç değilse!.. Ben bir insan mıyım? Hayır kardeş, değilim. Bir solucandan, vahşi bir hayvandan daha kötüyüm. Beni kim anlayabilir? Hiç kimse! Peki... Eğer insanların rahat bir hayat yaşayabileceklerini biliyorsam, niçin ben de öyle yaşamayayım? Ha? Hayat sadece o iblisler için midir?
Pdf
Yirmi Birinci Mektup
Günlerdir görmeyince seni,sana çevirmişim yüzümün kıblesini.Beş vakit özlem kılıyorum sana.Yedi kere dönüyor adın dilimde.Bir günde yirmi dört defa farz oluyor sana bakmak.Yüzünü yâd ediyorum yüzünü her defasında.Sonra senli dualar ediyorum sana.
Yaşlanmak demek, aslında geçmişe ilişkin korkularınızı yitirmek demektir.
Nereden, nasıl, neyle ve ne için başlayacaktım? Hayatımda yirmi sayfalık bir öyküye bile yetecek bir olay yok gibiydi. Felç olmuş halde oturuyordum, dünyada konuşacak kimsem olmadığını hissederek, insanlıktan tamamen uzakta, kendi eserim olan bir vakumun içinde.Kendimi giderek daha kötü hissediyordum. Ancak yazar olmak beni mutlu edebilirdi...
Reklam
Tutkuyla onun için nasıl yanıp tutuştuğumu ancak yalnız kaldığımda anladım.
Bir kadının hisleri, söz olmadan ve bilinçsizce de bilir her şeyi.
' Erkektir, elli yaşına da gelse daima kendini yirmi yaşında bir kız alabilmekte yaradılıştan gelen bir hak sahibi olarak görür. '
Sayfa 6 - İş Bankası Kültür Yayınları pdfKitabı okuyor
"kabul" dedim ," ama bir sorum olacak". " Buyrun " " özgürlukle neyi kastediyorsunuz" " istediğiniz her yere girip çıkabilirsiniz , aynı arkadaşlarim ve benim gibi" "bunun bir hapishanenin içinde dolaşmaktan ne farkı var , bu bizim için yeterli olamaz" " olmak zorunda" ülkemizi , arkadaşlarimizi, ailemizi goremiyecek miyiz yani" " ben fırsatını bulursam kacmayacagima söz veremem " diye atıldı ned hemen " sizden buna söz vermenizi isteyen yok " dedi komutan " ama bu zalimlik " dedim " hayır bu merhamet
Sayfa 37
Minnettarlık insanı mutlu eder çünkü gözle görülür biçimde nadiren rastlanır bir şeydir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.