136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayat nedir ? Yaşamak sadece nefes alıp vermek mi yoksa yaşadığını hissetmek mi? Yaşamda mutluluğa nasıl ulaşırız? Peki mutluluk kırıntısını kaybeden biri yaşıyor mudur? Aslında bu soruların cevabını biliyoruz. Fakat uygulama kısmında zorlandığımızı düşünüyorum. Dertler, sıkıntılar, mutsuzluklar üst üste gelince yaşam sadece akıp gidiyor. Ve
Filler Ölüme Yalnız Gider
Filler Ölüme Yalnız GiderSerpil Tuncer · Anatolia Kitap · 2019183 okunma
Matem içinde iki sene geçti. Tulu, hükümet naibi olarak Karakurum’da ikamet ediyordu. Fakat süresi sona erdiğinden, Cengiz Han’ın arzusuna uygun olarak yeni bir hakan, bir imparator seçmek için, prensler ve kumandanlar Gobi’ye döndüler. Cengiz Han’ın isteğine uyup, miraslarına sahip çıkarak reislerinin kralları haline geldiler. Şimdi Han’ın en
Reklam
Moğollar ve top barutu Cengiz Han ile' Moğollarının Çin gibi kapalı bir imparatorluğu açtıkları zamandan çok önce, Çinliler tarafından yapılan o zamana ait keşifler hakkındaki kesin bilgilerimiz çok azdır. Daha sonradan, yani 1211 senesinde Çin’de top barutundan bahsedildiğini sık sık işitiyoruz. Bu barutu Çinliler Ho- Pao dedikleri
192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bazı kitaplar yaşanmışlık kokar. Sanki yaşadıkları bir yerden çıkacak ve insanlara kendini gösterecek. İşte bu kitaptaki öykülerde bulunan karakterlerin yaşadıkları veya hissettikleri sizi onların yanına götürüyor. Savaşın acımasızlığı ile yaşamaya çalışan insanlara tanık olacaksınız. Savaşın içinde kendi kimliklerini aramaya çalışan savaşın
Saraybosna Marlborosu
Saraybosna MarlborosuMiljenko Jergovic · Kutu Yayınları · 20191,003 okunma
Gönderilmeyen Mektup 1-1
Son sekiz senedir yaptığım gibi bugünde sabah ilk sana açtım gözlerimi ve ilk sana günaydın dedim tam karşımda duvardaydı gülen gözlerle bakan resmin Hava senin en sevdiğinden güneşli bir sabah kuş sesleri ve huzurun sesi Tek eksikliği sabahın, dünyanın ve en önemlisi kalbimin senin yokluğun. Bilmem kaçıncı günü bugün sekizinci yılın onuncu ayın yirmi altıncı gününün Bitmeyen ümitler var içimde söz verdiğim gibi, verdiğimiz gibi Bu bitişin elbet başlangıcı olacaktı Hem bu bitiş sayılmaz demiştin sen bu başlangıç için olması gereken bir son biraz yorgunum ama iyi sayılırım bu aralar
üstad ne güzel demiş
ÜÇÜNCÜ NOKTA: "Sual: "Madem Kur'ân-ı Hakîmin feyziyle ve nuruyla en mütemerrid ve müteannid dinsizleri ıslah ve irşad etmeye, Kur'ân'ın himmetine güveniyorsun; hem bilfiil de yapıyorsun. Neden senin yakınında bulunan bu mütecavizleri çağırıp irşad etmiyorsun?" "Elcevap: Usul-ü şeriatin kaide-i mühimmesindendir:    Yani, 'Bilerek zarara razı olana şefkat edip lehinde bakılmaz.' " "İşte, ben çendan Kur'ân-ı Hakîm'in kuvvetine istinaden dâvâ ediyorum ki, çok alçak olmamak ve yılan gibi dalâlet zehrini serpmekle telezzüz etmemek şartıyla, en mütemerrid bir dinsizi, birkaç saat zarfında ikna etmezsem de, ilzam etmeye hazırım. Fakat, nihayet derecede alçaklığa düşmüş bir vicdan ki, bilerek dinini dünyaya satar ve bilerek hakikat elmaslarını pis, muzır şişe parçalarına mübadele eder derecede münafıklığa girmiş insan suretindeki yılanlara hakaiki söylemek, hakaike karşı bir hürmetsizliktir.    (Öküzün boynuna inci takmak gibi) darbımeseli gibi oluyor. Çünkü bu işleri yapanlar, kaç defa hakikati Risale-i Nur'dan işittiler. Ve bilerek, hakikatleri zındıka dalâletlerine karşı çürütmek istiyorlar. Böyleler, yılan gibi zehirden lezzet alıyorlar." (Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup)
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Reklam
49 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.