Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yirmidördüncü Lem'a
Hatta işitiyoruz; açık saçıklık yeri olan Avrupa'da çok kadınlar, bu dikkat-i nazardan sıkılarak, "Bu alçaklar bizi göz hapsine alıp sıkıyorlar." diye polislere şekva ediyorlar. Demek medeniyetin ref-i tesettürü, hilâf-ı fıtrattır. Kur'ânın tesettür emri fitri olmakla beraber, o mâden-i şefkat ve kıymettar birer refika-i ebediye olabilen kadınları, tesettür ile sukuttan, zilletten ve manevi esaretten ve sefâletten kurtarıyor.
Yirmidördüncü Lem'a Tesettür hakkında
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle, (evlerinden çıktıklarında) dış örtülerini üzerlerine alsınlar." Ahzâb Sûresi, 33:59.
Reklam
YİRMİDÖRDÜNCÜ DEVA: Masum çocuklara ve masum gibi ihtiyar hastalara bakan ve hizmet edenlerin hakkında uhrevî büyük bir ticaret olduğunu; ve o nazik çocukların hastalıkları, ileride hayat-ı dünyanın dağdağalarına tahammül için birer şırınga-i Rabbaniye olduğunu; ve o şırıngalardan gelen sevab ve ücret, onlara bakanların ve bilhâssa vâlidelerinin defter-i a'maline yazıldığını; ve bu hakikatın ehl-i hakikatça meşhud olduğunu; ve bilhâssa ihtiyar peder ve vâlide ve akraba gibi ihtiyarların dualarını almak, âhiretin saadetine medar olduğunu; ve onlara bakanların da, ileride kendi evlâdlarından aynı vaziyeti göreceğini ve bakmadıkları cihetle, neticede azab-ı uhrevî olduğu gibi, dünyaca da çok felâketlere maruz kaldıkları ve kalacakları vukuat ile sabit olduğunu; ve akrabası olmazsa bile, yine onlara bakmak İslâmiyetin iktizasından olduğunu gayet kat'î isbat eder.