Pamuk kozalarının beyaz beyaz patladığı, aydınlık bir Eylül gecesiydi! Yıldızlar iri iriydiler, ay vardı! Bir haftadan beri yirmidört lira doksan beş kuruş ve genç karısıyla kalakalmıştı: Fırtınaların çalkaladığı korkunç Okyanuslarda, parçalanmış yelkenli, kırılmış dümeniyle küçücük bir tekne gibi! Ne yapacaktı? Anlıyordu ki babaannesi içinde, içini sapasağlam tutan bir direkti!
Sayfa 5