•
Düşünüyorum da insan kendine ne kadar yabancı?
Kendimize bu kadar yabancı iken hislerimiz ne halde peki?
Robotlaşmış bir şekilde hep aynı şeyleri yaparken bulmuyor muyuz kendimizi?
Zweig Olağanüstü Bir Gece’de Tam da kendine yabancı olan bir bireyin ruhsal uyanışını anlatmış.
“Gülerek, sohbet ederek dalgalanan bir insan kalabalığın ortasında ben kendi kendimi arıyordum, içimdeki o yitik insanı arıyordum.”
Hayatımızın bir kısmında, bizi değiştiren ve insan olduğumuzu hissettiren küçük de olsa bir anın olduğunu fark etmişizdir. Kahramanımız da takvimlerin o "olağanüstü geceyi" gösterdiği sırada kendini buluyor yeniden. Şimdiye kadar hayatının ne kadar boş ve anlamsız geçtiğini ise şu cümlelerle anlatıyor bizlere:
"Beni bırakan insanlar, gelen giden kadınlar oldu, her defasında odada oturmuş camın dışındaki yağmuru seyreden biri gibi hissettim kendimi; doğrudan yakınımda olan şeylerle bile aramda camdan bir duvar vardı ve kendi irademle onu yıkacak gücü bulamıyordum."
Zenginliğin, kalabalığın, içinde yalnızlaşan, içindeki hiçbir duyguyu hissedemeyen ve etrafına sürekli rol yapmak zorunda kalan bir adamın öyküsü.
Kısa ama bu zaten Stefan Zweig klasiği olan bir durum ve kitap. Birçok eserine hakim olma isteği uyandırıyor okurda..
Kimisi yaşamında kimisi ise bu kitapta olduğu gibi öldükten sonra derlenip yayımlanan kitaplardır.
Okura kısa sayfa ve sürede çok şeyin farkındalığını yaşatıyor. Hali hazırda okumayan tüm okurlara tavsiyemdir.
Keyifli okumalar...
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023144,7bin okunma
Liste elime ulaşınca yazar ve fiyat araştırması yapıp, not aldım.
Umarım sizin de işinize yarar.
Kampanya temmuz sonuna kadar D&R mağazalarında geçerli.
İnternet satışlarında geçerli değil.
♥️Listeyi gönderen sevgili Bahar’a teşekkür ediyorum.
Bundan önce 72 kitap daha var. Onlar el yazısıydı ekleyemedim buraya.
Instagram hesabımdan
“Başkası olsa kaçıp giderdi. Ama Mam,
başkaları onun çektiği acıları çekmesin diye
savaşmaya devam ediyor” (Angelina Jolie).
Kadınların acı çektiği, hor ve hakir görüldüğü, bir eşya gibi alınıp satılarak istismar edildiği bir dünyada çocukların mutlu olması, erkeklerin mutlu olması, toplumların mutlu ve sağlıklı olması mümkün müdür? Elbette
“Aniden aydınlandım.” der Marianne, ve kocasını terk eder. Ve onun yalnızlığa adım attığı bu korkulu ve cesur günler, bu kitabın kısa ve çok derin anlamlarla taçlandırılmış kısa özetidir.
“Daha iyi bir hayat nasıl olurdu” temalı bir ödev hazırlayan çocuğuna bakarken mi düşünmüştür bu kararı kadın, yoksa sürekli uzakta olan kocasının yokluğunda da
Ömer Gezen' e ve tüm dostlara teşekkür ederim.Sizler de bu anlamlı harekete katılmak isterseniz #51007323
{Liste Güncellenecektir. Yoruma Siz de Sevdiğiniz İncelemeleri İliştirebilirsiniz.}
*Gülnaz Eliaçık