"Kaç yıldır,
Yağmur dediğimde
Gerçekten yağmuru kastediyorum
Sonbahar dediğimde
Gerçekten sonbaharı.
Ve ne zaman seni düşünsem
"Düşünmek" ile neyi kastettiğimi bilmiyorum.
Kaç yıldır,
Pencereme ilişen sonbahar beni üzmüyor.
...
Ve artık bir şeyin peşine düşmekten endişe etmiyorum..."
***
Leyla Kürtbeççe'nin instagram hesabından paylaştığı son şiirlerinden bir tanesi... Bir kısmını tercüme ettim sadece. Sonbaharımıza denk düşen kısmını...
Sonbaharın "içinde" yağmurun bambaşka bir anlamı var. Çeşit çeşit, renk renk, buğu buğu... Dilsiz ve dudaksız, yazısız ve tercümesiz...Herkesin lügatinde farklı bir inciye dönüşüyor sonbahar yağmurunun katresi...
Eğer bir şair, "yağmur dediğimde sadece yağmuru kastediyorum" diyorsa, sonbaharın kıyameti kopmuş, şair imgelerini kaybetmiş, kelimeler eskimiş, mısralar yitik kalmış demektir. Ama şiir öyle bir bahçe ki, "sadece yağmur" dahi bir imgeye dönüşüyor içine düştüğümüz sonbaharın kaldırımlarında. Yağmur yine şiiri süslüyor.
***
"Kaç yıldır,
Pencereme ilişen sonbahar beni üzmüyor"
Kaç yıl, kaç sonbaharı beraberinde getirir? Bir ömre kaç sonbahar sığar? Sanırım bu soruları sormaktan bıkmıştır şair. O yüzden eskisi kadar üzülmüyordur sonbahara. Gidecek çok yolu kalmamış şair için bir şeyin peşine düşme çağı artık çoktan geride kalmıştır. Kişi kendinin peşinde olmalıdır bu saatten sonra. Kış kapıyı çalmadan!