Tarihin yok edilmesiyle birlikte, doğrulanamaz hikayeleri, denetlenemeyen istatistikleri, inanılmaz açıklamaları ve tahammül edilemez akıl yürütmeleri arasında hayali bir mesafede yitip giden şey, çağdaş olaylar olmuştur.
Ne sirlar gizlidir o kâinatta...
Biz sadece tebessüm eden yüzü görür, kahkahaları işitiriz... aynı yıldızların göz kırpması gibi. Ya da Güneş'in Ay'a dokunması gibidir her şey. Tabii ki dışarıdan...
Hiç sormaz insanoğlu, taş neden sessizdir, bir sabır susar, sukûn eder. Anlatacak hiç bir sözü yokmudur... mermer taşının en büyük yükü, mutfağı
Her Şey Ben Yaşarken Oldu nedir? Çakma bir Polat Alemdar, ortaya kocaman bir Aşk-ı Mennu’dan Bihter, az Freud kulağı, biraz Jung dili, birkaç argo – lakin yazar tarafından sansürlü olması gerekir – kısık ateşte alabildiğine bam bam bam….
Kitabın ilk 109 sayfasını
"Açıklamasını okuyucunun sağduyusuna bıraktığım bir takım nedenlerin yazılmasını zorunlu kıldığı bu küçük önsöze, herhangi bir felsefi anlam çıkarılmayacağını bilsem, 'Doğrular(italik) , haksızlıkların düzensizliklerin at oynattığı bir toplumda, insanın(bireyin) kendi kendisi olmak güçlüğünün, giderek olanaksızlığın yaşanmış bir belgesi"
E-book olarak okumak İsterseniz.
drive.google.com/file/d/1upa9t7o...
Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz