Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Pencerelerden içeri baktığımızda gölgelerden başka bir şey göremeyiz. Dinlemeye çalıştığımızda bir fısıltıdan başka bir şey gelmez kulağımıza. Bu fısıltıyı da anlayamayız, çünkü zihinlerimizi bir savaş doldurmuştur. Kazandığımız ve yitirdiğimiz bir savaş. Savaşların en kötüsü. Düşleri ele geçiren ve onları yeniden gören bir savaş. Bizi fethedenlere hayran olmamıza ve kendimizi hakir görmemize yol açan bir savaş."
Yitirdiğimiz zamanlar/insanlar neden peşimizi bırakmaz? Neden hayatımız zenginleştikçe geçmiş bize garip bir şekilde daha çekici gelmeye başlar? Hayal gücünü sahip olduklarımız mı ateşler, hiçlik mi?
Reklam
O zamanları anlatmak istiyorum. Zamanı öğrenmeye çalışırken yitirdiğimiz zamanları.
Murathan Mungan
Murathan Mungan
Sevmek+Yitirmek>=Ölmek
Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır.. Uygarlığın Huzursuzluğu Sigmund Freud
DÜRÜSTLÜK VE SAMİMİYET
Yitirdiğimiz değerler arasında en çok öneme sahip olanlarıdır diye düşünüyorum. Zira şeffaf olmayan tüm iletişimlerimizde verilen her kararın, atılan her adımın, yapılan her tespitin günün sonunda karanlıkta kaldığı gerçeği ile yüzleşiyoruz. Bundan daha kötüsü ise aydınlığa kavuşmak yerine korsan maskesi kullanmaya alışıyoruz/alıştırılıyoruz.
Geçti uzun yıllar, o güzel ve doğal günlerin üzerinden. Geride kaldı o komşuluklar, sıcak, samimi ve gerçek dakikalar. Bütünleşemiyor artık bu çağda mahalleler, bir evin içinde yaşayan insanlar diğer bir evde yaşayanı, komşu komşuyu tanımıyor. 1-2 katlı evler kalmadı, binalar yükseldikçe yükseldi. Sokaklar daralmaya, binaların gölgesinde kalmaya ve çocuklar tarafından oynanılmaya başladı. Tozlu, topraklı, güneşin eriştiği sokaklar kalmadı. Sabahtan akşama kadar o sokaklarda kavuran güneşin altında oynayan çocuklar kalmadı. Tozlu sokakları ikindi vakti sulayan, tandırları ateşe verip ekmek pişiren anneler kalmadı. Çocukların oynadığı top bahçesine gidince elinde bıçakla çıkıp topu patlatan amcalar kalmadı. Yine ikindi vakti, evlerinin dış kapısının önüne bir şeyler serip üzerine oturan ve sohbet eden kadınlar kalmadı. Sahip olduğumuz birçok şeyi yitirdik, yitirdiğimiz hatıra ve anıların içimizi yakan tortuları kaldı.
Reklam
İnsana verilen en büyük ceza nedir sizce? Düşünmek, fazlaca düşünmek olabilir mi? Farkında olmak. Hayatın farkında olmak. Bu katlanılır şey değil sahi! Deli sıfatı konulan insanları daha iyi anlamaya başlıyorum sanırım. İnsanlar için yaşam bir ceza, bir sınav mahiyetinde hüküm sürdüğünde kimileri düşünür, kimileri delirir, kimileri ise yaşamazdı. Zamanın tik tak atışına karşı yaşamı ciddiye almayan bu insanlar yaşamın ne anlam ifade ettiğini dâhi düşünmezler. Ertelemenin kuyusuna düşerler. Bir gün ne yaptın bu dünyada denildiğinde yaşadım bile diyemezler. İşte farkında olmak ne demek, hayatı yaşamak ne demek, insan olmak ne demek anlamadan geçip gider. Deliren insanlar, neden delirirler? Onların delirmesine sebep olan asıl şey nedir? Bir kitapta okumuştum şöyle diyordu: " delirmenin insanı yaşattığı söylenir, en azından bilinç kaybolduğu için daha az acı çekilir ölü gibi uyunur. " Bilinç yok mu olur gerçekten? İnsanın kendi varlığını sıradanlaştırması, herkes gibi olmayanı dışlayışı... Ama herkes birbirine benzerse nerede kalırdı özelliğimiz, bizi biz yapan değerleri yitirdiğimiz de ürettiğimiz seri makinlerlerden robotlardan ne farkımız kalırdı? Kimse hiç yoktan delirmez, kimse delirmek için doğmaz. Belki de en büyük ceza hayatı aklı başında yaşamaktır. Delirmenin insanı yaşattığı söylenir sözü kanıtlanmış bir söz olsa gerek.
"Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır."
Sigmund Freud
Sigmund Freud
"Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır." Sigmund Freud
Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır.
Sigmund Freud
Sigmund Freud
Reklam
"Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır."
Sigmund Freud
Sigmund Freud
Jean Baudrillard - Alıntılar Kaybedilen gerçeklikler bir daha asla geri dönmeyecektir. Her geçen gün daha çok haber ve bilgiye karşın giderek daha az anlamın üretildiği bir evrende yaşıyoruz. Bir kadın sevilmemeyi bağışlayabilir ama bağışlayamayacağı bir şey varsa o da baştan çıkartılma­mak ya da baştan çıkartamamaktır. Ona karşı istediğiniz
Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır. Freud
927 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.