İhtimallerin doğduğu yerden batıyoruz her gece... Belkilere bırakıyoruz kendimizi, keşkelere ve Çünkülere... Bütün direnişlerimiz son buluyor; ardın sıra yenilgiler başlıyor...Karanlığın içinden sessiz bir çığlık hırpalıyor ruhumuzu ansızın... U'mutsuzluk beliriyor geceye ay gibi...
Adını dahi koyamadığımiz bir hiçliğe gidiyoruz...Bırakın ay kalsın geceye biz ölüyoruz!
Uykusuz bir gecenin sabahında dışarıya küçük bir yürüyüş, henüz ısınmamış bir hava güneş yükselmeden tepeye, pek bir yokuş ve evren bozumu bir mevsim sonu.
Uykusuz bir gecenin sabahında dışarıya küçük bir yürüyüş, henüz ısınmamış bir hava güneş yükselmeden tepeye, pek bir yokuş ve evren bozumu bir mevsim sonu.
Bir umudun insandan neler götürebileceğinin farkına varacak kadar yaşadım sanırım !
İlla mutlu olunurdu ömre yazılan tünelde..
Kimi erken barışır avuç içiyle,
Kimi geç tanışır yastığının yaşlı köşesiyle..
Ellerini bağdaştırıp kendine sarılan insanları bilir misiniz ?
Ne acıdır değil mi ? -kendine kendinden başka yakın edemediği bir insanın olmayışı..
Ben buna kalıbına sığmayan yalnızlıklar diyorum..
Eğer bir kalıba sığsaydı yalnızlık !
İçimde onlarca cesedin sessiz feryadı duyulmazdı, köşe başı herhangi bir şehirde..
Aslında aynı Dünyanın farklı karakterlerinde yer bulmuş insanlarız hepimiz,
Biraz ötede bir Dünya olsa bu kadar kırgınlığın bir arada toplanmasına anlam verilebilirdi belkide..
Şimdi ise yaşantılar farklı hüzünler aynı yolda kuyruğa durmuş, sıra bekliyor gibi..
Senin anlam veremediğin hayatın bir başkası için muazzam olduğunu görüyorsun bir süre sonra !
Buda hayatın sen daha güzel mutluluklara layıksın deme şeklidir,
Bi bakıma teselli ikramiyesi, bunu düşünmekle yetin der gibi..
Bir Günlüğüne her insana bir Dünya kurma fırsatı verilseydi eğer !
Adını çağrıştıran herşeyi infaz ederdim !
Yaz çocuk
Bu benim infazımdır..