_Düşler, bilinçaltına giden kraliyet yoludur. Freud
_Düşlerde akıl hastalarının yaşadıklarını yaşarız. Wundt
_Deli, uyanık bir düş görendir. Düşler bize, gizli doğamızı göstermek ve ne olduğumuzu değil, eğer başka bicimde yetiştirilseydik ne olabileceğimizi ortaya koymak için vardır. Kant
_Düşte insanın gerçek karakteri ortaya çıkar. Düşler, kısa
_Düşler, bilinçaltına giden kraliyet yoludur. Freud
_Düşlerde akıl hastalarının yaşadıklarını yaşarız. Wundt
_Deli, uyanık bir düş görendir. Düşler bize, gizli doğamızı göstermek ve ne olduğumuzu değil, eğer başka bicimde yetiştirilseydik ne olabileceğimizi ortaya koymak için vardır. Kant
_Düşte insanın gerçek karakteri ortaya çıkar. Düşler, kısa
_Nükte’yi anlamak oldukça güç.
_Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir.
_Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır.
_Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam.
_Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
_Söz ile Sihir eskiden aynı şeydi; sözlerin sihirli güçleri vardır.
_Sevgi ve sinir doğru orantılıdır.
_Aşk yoktur; libido vardır. Aşık insan deIidir.
_Dünün mutsuz çocukları, bugünün psikopatlarıdır.
_Hiçbir önerme, kendi kendisinin kanıtı olamaz.
_Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe
Merhaba güzel bir eserin daha sonuna gelmiş bulunuyorum.
Kapitalizmin aslında söylenildiğinin aksine gerçekten merkeze insanlarını alıp insan emeğinin sömürülmesini önlemek için geçerli bir sistem olduğunu anlatıyor. Kitap aslında yazarımızın makalelerinden seçilmiş bölümlerden oluşuyor.!
Kitap gayet güzel bilgilerden oluşuyor okumanızı tavsiye
Freud, düşlerin, düş düşüncelerinin kapsamı ve zenginliğine kıyasla kısa, verimsiz ve özetlenmiş şeyler olduğunu belirtir. Yoğunlaştırma işlemi yoluyla, gizli düş düşüncelerindeki birçok öğe, görünür içerikteki tek bir öğe tarafından temsil edilmektedir. Görünür düş içeriği ile gizli düş düşünceleri arasındaki ilişkiye yoğunlaştırma açısından baktığımızda, sürecin tek taraflı işlemediğini görürüz. Bir düşün öğeleri düş düşünceleriyle birçok kez belirlenmekle kalmamakta, tek tek düş düşünceleri de düşte çeşitli öğeler tarafından temsil edilmektedir.
Acaba Savaş ve Barış gibi epik bir başyapıt 150 sayfayla, İlyada 120 sayfayla anlatılabilir miydi?
Düşüncesi bile korkunç geliyor!
Buna karşılık Kafka’nın Gregor Samsa’sının böceğe dönüşmesi 600 sayfa tutsaydı, herhalde okunması çok zor bir eser çıkardı meydana.
Demek ki iyi romanlar, uzunluklarını kendileri belirliyorlar. İçinde çok karakter bulunan, geniş bir döneme yayılan konuları, özet olarak anlatmanız olanaksız. Çünkü Umberto Eco’nun “yoğunlaştırma” dediği işlemi uygulamak için uzatmaya gereksinim duyarsınız. Ama aynı Eco, eylemin hayattaki gibi bire bir anlatıldığı, öyküleme zamanıyla gerçek zamanın eşit olduğu ürünlere hiç çekinmeden “pornografi” sıfatını yapıştırıveriyor.
Yazının ve yazma sanatının ne olduğu üzerine kafa yoran usta sanatçının bu uğurda yaptığı çalışmalardan bir demet içeriyor bu yapıt.
Freud, yazarları " gündüz düş görenler" ve yapıtlarını da " gündüz düşleri" olarak adlandırır," Yaratıcı Yazarlar ve Gündüz Düşleri" yazısında.
Bu yaklaşımın nedeni sanatta görülen ve bir rüya işlemi olan "Yoğunlaştırma" ve " Yer Değiştirme"dir.
Yoğunlaştırma, insanın rüyalarında birden fazla gösterenin tek şeyi göstermesi ve tek şey üzerinde odaklanılmasıdır.
Wittgenstein bu durumu " İmgelerin sahip olduğu enerjilerin kendi imgelerinden koparak başka imgelere yapışması" olarak değerlendirir.
Sanatta derinlik için okunması gereken bir yapıt.