Herif bir de şiir yazdı; güya bana olan muhabbetini belirtmek için... Ne yapacağım şimdi? Bir daha gelirse uygun bir şekilde defetmenin çaresine bakmalı. Çeşitli bahanelerle yapabilirim bunu: Mesela aylığımın yetersizliğinden şikayet ederim. Ya da kira ile yemek masrafım yan yarıya hem peşin olarak ödemesini teklif ederim; o zaman öyle kaçar ki Ama yok, bunların hiçbiri uygun değil,
Sayfa 123 - İletişim Yayınları 1
her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği...
Reklam
Pek çok konuda bizden çok daha fazlası­nı bilen Elizabeth Barrett Browning,Aurora Leigh adlı kitabında çocukken nasıl okuduğu­nu şöyle anlatır: kitap okurken bana bir hayrı dokunur mu diye düşünmeden okurdum. Sözüme kulak verin. Kimseye hayrı yok duygusuz davranmanın - bir kitaba bile, Ve hesap kitap yapmanın -ne kadar çok okursan o kadar faydasını görürsün. Ne zaman ki Kendimizden geçip Bütün ruhumuzla balıklama dalarız bir kitabın derinlerine, Heyecana kapılarak onun güzelliğinden ve gerçeğin tuzundan - İşte ancak o zaman hayrını görürüz kitabın.
Sayfa 60 - Domingo
Hücrelerin, hücre bölünmesini durdurduğu bir sınırdan bahsetmiştik. Yaklaşık elli bölünme sonrasında bu noktaya ulaşıyorlardı. Bu aşamada, tamamen yok olabilecekleri apoptoz adı verilen gönüllü intihar halini başlatmayı durdururlar. Bunun yerine, senesens hücre olarak ölmek ile kalmak arasında bir yerde bir yaşam biçimine dönerler. Bu duruma, "replikatif yaşlanma" da denir. Bu sürecin bazı evrimsel avantajları vardır. Senesens hücreler çoğalmayı durdurdukları için dokuyu koruyucu bir etki gösterebilir. Ancak bu durumdaki hücreler yaşlanmayı hızlandıran "sitokin" isimli sinyal molekülleri üretir. Bu sitokinler çevredeki diğer hücreleri de yaşlandırabilir. Özetle; yaşlanma hücreler arasında bulaşıcı bir durumdur.
Benim düşüncem yok, takıntılarım var. Düşünce herkeste olabilir. Düşünceler kimseyi asla çökertmezler.
Reklam
"Neyse," diyor Karga. "Daha yolun başındasın, iç karartıcı şeyleri sayıp dökmenin manası yok. Artık kararını verdin. Geriye gerçekleştirmesi kalıyor. Sonuçta senin hayatın. İstediğin gibi yaşa."
“Yalnızca ikinizin bildiği sözcükler kullanılmadıkları için yok olmuş, sadece size ait olan dil, çoktan tarihe karışmıştır. Neye güleceğinizi bilemezsiniz. Neye üzülüyorsanız yalnızca sizin derdinizdir o artık. Bir yabancılık hissi gelir ve gitmek bilmez. Aranızda öylece durur. Sağır bir camın ardından bakar gibi izlersiniz onu. Kaybedilen şeyin büyüklüğü iki kez vurur sizi: hem kendi tarafınızdan hem de onun tarafından.”
Sayfa 141 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Èlan vital budur işte: Tamamen yararsız gibi görünse de; yaratmaya ve yok etmeye, yapmaya ve yeniden yapmaya, yenilemeye ve gözden çıkarmaya duyulan arzudur. Ölü çakıl taşları, henüz yapabiliyorken, hayata sıkı sıkı sarılmaya davettir.
Sayfa 183
:D
«- Burası Milliyet Gazetesi!.. Buyrun!..» Dedim ki: «-Ben Kadir Mısıroğlu, sizin Üniversite muhâbirinizle görüşmek istiyordum!..» Muhavere şöyle devam etti: «- O şu anda burada yok. Ne yapacaktınız kendisini?!» «- Bir şey söyleyecektim O'na.» «- Ben karikatürist Turhan... Bana da söyliyebilirsiniz.» «- Öyle mi?» «- Evet, evet!..» «- Ben dünkü hadiselerde canımın sıkıntısından «Hasbunallahû veniğmel vekil!..» demiştim. Sizin üniversite muhabiriniz bu sözü «arabca küfür» zannetmiş. Bendeniz arapça küfretmesini bilmem ama türkçe küfretmesini çok iyi iyi bilirim. Sizin topunuzun anasını avradını...»
Reklam
Erkeklerden nefret etmeme gerek yok, bana zarar veremezler. Hiçbir erkeğe yaltaklık etmeme de gerek yok; bana verecek hiçbir şeyi yok onların.
“Topukları üzerinde dönenlerden değiliz biz! Şerefli bir evde büyüdük! Utancın kirli elbisesi yok üstümüzde!”
Sayfa 20
Bugünde yaşıyorum. Gelecek hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve artık bir geçmişim de yok ve bugün, hiçbir zaman tekrar etmeye değer olmayan geçmişin içine sızıyor.
"Burası insan beyni Nilgün Hanım. Kafatasınız sınırlar gibi görünse de beyinde sınır ya da duyular dışı algı için sınır yok."
Resim