Özünün ve bilgilerinin karanlık kuyusunun dibini görecek kadar güçlendiyse bakışın, o yüzeyde gelecekteki kültürlerin uzak yıldızları da görünecek belki sana. Böyle bir hedefi olan böyle bir yaşamın çok meşakkatli, her türlü rahatlıktan uzak olduğuna mı inanıyorsun? Daha öğrenmemişsin o zaman hiçbir balın bilgiden tatlı olmadığını ve gökte asılı keder bulutlarının, seni avutacak sütü sağacağın memeler olması gerektiğini. Yaşlandığında fark edersin ancak, doğanın sesine nasıl kulak verdiğini, tüm dünyaya haz yoluyla egemen olan doğanın: doruğu yaşlılık olan yaşamın bir doruğu da bilgeliktir sürekli bir tinsel neşeliliğin yumuşak güneş parıltısında; ikisiyle, yaşlılık ve bilgelikle yaşamın bir dağ sırtında karşılaşırsın, böyle istemiştir doğa. Sonra vakit gelir ve ölümün sisinin çökmek üzere oluşuna kızmak için bir neden yoktur. Işığa doğru – son devinimin, bir bilgi haykırışı – son sesin.