_Cumhuriyet, erdemli insanların yönetimidir. _Bir kişiye yapılan haksızlık, tüm topluma yöneltilmiş bir tehdittir. _Hür bir milletin kurtarıcısı olabilir. Köle bir milletin ise başka bir efendisi çıkar ortaya. _Sadece mutlu olmayı istesek kolay olacaktı ama biz başkalarından daha mutlu olmak istiyoruz. Bu da oldukça zor, çünkü onları daima
Der Dialektische Materialismus =)
Bugüne kadarki bütün toplumlar, görmüş oldugumuz gibi, ezen sınıflarla ezilen sınıflar arasındaki çelişki üzerinde var olur. Lakin bir sınıfı ezebilmek için, o sınıfın en azından uşakça varoluşu içinde kıt kanaat geçinebileceği hayat şartlarının temin edilmesi gerekir. Serf, serflik ilişkisi içinde komün /belediye yönetiminin üyeliğine sokulabilmiş, keza küçük burjuva feodal mutlakiyetçiliğin boyunduruğu altında burjuvalığa çıkabilmiştir. Oysa modern işçi, sanayinin ilerlemesiyle yükseleceğine sürekli daha dibe batarak kendi sınıfsal koşullarının aşağısına düşer. İşçi, yoksul düşer ve yoksulluk nüfustan ve zenginlikten daha hızlı artar. Böylelikle, burjuvazinin toplumun egemen sınıfı olarak kalmaya daha fazla devam edemeyeceği ve kendi sınıfının hayat şartlarını topluma düzenleyici yasa olarak dayatamayaca açıkça ortaya çıkar. Egemenliğini yürütemez, çünkü kölesine o köleliği içindeki varoluşlarını temin etmekten bile acizdir, kölesini, onun tarafından karnı doyurulmak yerine kendisi onun karnımı doyuracağı bir duruma düşürmeye mecburdur. Toplum artık burjuvazinin hükmü altında yaşayamaz, burjuvazinin varoluşu artık toplumla telif edilebilmekten çıkmıştır.
Sayfa 65 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Daha önce de gördüğümüz gibi, bugüne kadarki bütün toplum biçimleri, ezen ve ezilen sınıflar arasındaki çelişkiye dayanmıştır. Ne var ki, bir sınıfı ezebilmek için, hiç değilse kölece yaşayışını sürdürebileceği belirli koşulları sağlamak gerekir. Toprak köleliği döneminde toprak kölesi kendini komün üyesi konumuna yükseltmişti, tıpkı feodal mutlakiyetin boyunduruğu altındaki küçük burjuvanın burjuvalığa yükselmeyi başardığı gibi. Modern emekçi ise, sanayinin gelişmesiyle birlikte yükseleceği yerde, her geçen gün kendi sınıfının yaşam koşullarının daha da altına düşer, ele güne avuç açacak kadar yoksullaşır; üstelik bu yoksulluk, nüfustan da, zenginlikten de daha hızlı büyür. İşte bu noktada, burjuvazinin artık toplumda egemen sınıf olamayacağı ve kendi yaşam koşullarını tartışılmaz bir yasaymışçasına topluma dayatamayacağı apaçık ortaya çıkar. Burjuvazi artık yönetmeye yeterlikli değildir, çünkü kölesine bu kölelik koşullarındaki bir yaşamı bile sağlayamaz; kölesinin öyle bir duruma düşmesine yol açar ki, sonunda kölesi onu besleyeceği yerde, o kölesini beslemek zorunda kalır. Toplum artık bu burjuvazinin egemenliği altında yaşayamaz; başka bir deyişle, artık burjuvazinin varlığı toplumla bağdaşmaz.
Toprak Köleliği-Modern Kölelik
Daha önce de gördüğümüz gibi, bugüne kadarki bütün toplum biçimleri, ezen ve ezilen sınıflar arasında ki çelişkiye dayanmıştır. Ne var ki, bir sınıfı ezebilmek için, hiç değilse kölece yaşayışını sürdürebileceği belirli koşulları sağlamak gerekir. Toprak köleliği döneminde toprak kölesi kendini komün üyesi konumuna yükseltmişti... Modern emekçi ise, sanayinin gelişmesiyle birlikte yükseleceği yerde, her geçen gün kendi sınıfının yaşam koşullarının daha da altına düşer, ele güne avuç açacak kadar yoksullaşır, üstelik bu yoksulluk, nüfustan da, zenginlikten de daha hızlı büyür. İşte bu noktada, burjuvazinin artık toplumda egemen sınıf olamayacağı ve kendi yaşam koşullarını tartışılmaz bir yasaymışçasına topluma dayatamayacağı apaçık ortaya çıkar. Burjuvazi artık yönetmeye yeterlikli değildir, çünkü kölesine bu kölelik koşullarındaki bir yaşamı bile sağlayamaz; kölesinin öyle bir duruma düşmesine yol açar ki, sonunda kölesi onu besleyeceği yerde, o kölesini beslemek zorunda kalır. Toplum artık bu burjuvazinin egemenliği altında yaşayamaz; başka bir deyişle, artık burjuvazinin varlığı toplumla bağdaşmaz.