Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir hayat bile kuramadım Çarklar dişliler arasında Dükkanlar bürolar bilgisayarlar Bekar evleri karşı cinsten ırklar Yalnızım defterimde adres çok Terkedilmiş bir ev ardımda Bir hayat bile kuramadım Artık ömrüm bir varsayım Kötü bir bilimkurgu romanı Yurdum sömürünün savaş alanı Sol yumruğumu bilerek uyuşturdum Bütün cennetlerime kibrit suyu döktüm Bir hayat bile kuramadım Ne bir ülke kurtarmışlığım var, ne de Yol ortasında kız öpmüşlüğüm Evet'lerim hayır'larımın önünde saklı Hayır'larım dünyadan pişman Dilim devrime teşne, konformizme hayran Hem Türküm, hem doğru, hem de çalışkan...
bir hayat bile...
Son söz
Döner yine Kenân'a, kaybolan Yusuf, gam yeme Hüzünler kulübesi gül bahçesi olur bir gün,gam yeme İyileşir halin, ey mahzun kalp endişelenme Geçer bu deliliğin, sakinleşir başın, gam yeme Dönmese de felek bizim arzumuzca iki gün Hep böyle kalmaz ya hali davranın gam yeme Ümitsiz olma sakın ha, bilmezsin gaybın sırrını Perde ardında olur gizli oyunlar, üzülme Söküp götürürse de yokluk seli varlık temellerini ey kalp Nuh gibi kaptanın var korkma tufandan, gam yeme Konak tehlike dolu, hedef çok uzak olsa da Sonu olmayan bir yol yok, gam yeme.
Sayfa 345 - Kadir AğaKitabı okuyor
Reklam
Bir insan, yeterli nedenlerle, kendine daha geniş ufuklar açmak yolunda kendi ayaklarının üzerinde ilerlemesi gerektiğini hissedebilir ve yaşamının önüne koyduğu tüm biçimlerde, koşullarda ve tarzlarda aradığını bulamayabilir. Böyle durumlarda tek başına yürür. Arkadaş olarak kendini seçer ve , tümü de, aynı yönde olmayan değişik düşünceler ve eğilimlerle dolu kendi grubuna hizmet eder. Aslında, bazen kendini bile tanıyamaz ve ortak hareket edebilmek için çoğul amaçlarını birleştirmede çok zorlanır. Bu aşamada toplumsal biçimlerce dıştan korunsa da, içindeki çoğula karşı savunmasızdır. İçindeki kopuklukların, onun vazgeçmesine ve çevresinin kimliğine kaymasına yol açması da olasıdır.
Aşırı eylem, çaba, zorlama ve baskılama içindeyseniz merkezinizden uzaklaşıyorsunuzdur. Yolunuzdan caydırılmışsınızdır. Kendi yolunuza odaklanamıyorsunuzdur. Başkalarının yolculuğu dikkatinizi dağıtmıştır ki bu da sizde güvensizliğe ve kaygıya yol açtığı için daha fazla çabalama, şartları daha fazla zorlama ihtiyacı doğurmuştur.
Muntazam kuvvetler çok azalmıştı ve bütün dayanağımız bizim tarafımızda bulunan sivil ihtilâlcilerden ibaretti. Onlarsa vatanseverlikleri yanında, paraya ve yağmaya da düşkün oldukları için, halk arasında sevilmiyorlardı. Aralarında en iyileri bile, muntazam kuvvetlere muarızdılar. Garip olarak, o aralık, muntazam kuvvet teşkiline aleyhdar olan askerler bile vardı. Tek pratik yol, çete harbine devam etmek olduğunu Miralay Kâzım Bey de müdafaa ediyordu.
Hakkari ' Bir Mevsim
"Yolcu, bir gün yolunu yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yeni bir yol ara kendine."
Reklam
Hülasa, Kur'ân, hayatı ve cemi cümle varlığı anlamlandırır. Hayatın anlamı ancak Kur'an ile idrak edebilir. Onun için denilmiştir ki hayatın anlamı Kur'an'ın içindedir. Kur'an'ın anlamı da besmlenin, besmlenin anlamı da "be" harfinin, "be" harfinin anlamı da altındaki noktanın içinde gizlidir. Dolayısıyla bir müslüman besmle çekerek Kur'an okumaya başlandığında noktadan harfe, harften kelimeye, kelimeden ayete, ayetten sureye, sureden kitaba, kitaptan hayata doğru yol alan bir akışın içinde bulacaktır kendini.
Sayfa 11 - Prof. Dr Yasin Pişgin
Güzel bir öğüt ; "Kimsenin hikayesine gülme. Yol uzun… Ve daha seninki bitmedi."
İlmî rönesansta kestirme yol yoktur. Bu kestirme yollar, çöküşe ve kokuşmaya gider!
Sayfa 117
El- kalbü minel kalbi , rumuzunu bil nedir *Kalpten kalbe yol vardır (Arapça Atasözü)
Reklam
Gerçekten de ailenin köylü-kentli, üst veya alt sınıftan olması fark etmeksizin, gencin benlik saygısı anne-babasının ilgisi oranında yükselmektedir. Gencin sözel ifadesine dayanılarak yapılan soruşturmadan çıkan ilginç bulgu şudur: Anne-babanın çocuğa ilgisiz davranışı onun benlik saygısını baskıcı ve cezalandırıcı bir tutumdan daha çok düşürmektedir. Bu da anlamlı bir sonuçtur. İlgisizlik; çocuğa değer vermemek, sevmemek ve desteksiz bırakmak demektir. Bu da umutsuzluğa, kendini değersiz görmeye yol açmaktadır. Oysa cezalandıran baba bir bakıma çocuğun iyiliğini isteyen, kendince onu düzeltmeye çalışan ilgili babadır. Hiç kuşkusuz benlik saygısı insanın en çok değer verdiği anne-babasının, ona verdiği değere sıkı sıkıya bağlıdır. Anne-babanın ittiği, değersiz bulduğu, umursamadığı bir çocuğun kendine saygı beslemesi beklenemez.
Sayfa 100 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
*** Kişi aklıyla, gözüyle değil kalbiyle, niyetiyle görür. ***
Sayfa 50 - Ketebe yayınlarıKitabı okuyor
hatalarımı gözümde büyütsem yol alamam, onları küçük görüp ihmal etsem yolumu keserler..
- Hayır, bu olmaz. Onlar da kabul etmez. Onlar sizi uzak bir ülkeye yollayacaklar. - Nereye? - Çok düşündüm, hala düşünüyorum. Yuvarlak Deniz çevresi hem yakın hem de tehlikeli. Bu yüzden, güneye gidemezsiniz. Onun batısında Büyük Deniz vardır. Çevresi güzeldir, fakat oralarda da çok halk var. Yurt bulmak zor olur. Şimdi oraların büyük budunu Sarmatlar. Sizi barındırmazlar. Tek yol doğu.
Sayfa 86
Kitapta kadınların konumuna yapılan bir sonraki değinme bundan iki yüz yıl sonrasına, yani Stuartlar dönemine aitti. Orada da şöyle yazıyordu: "Üst ve orta sınıftan olan kadınların kendi kocalarını seçmeleri hâlâ istisnai bir olaydı. Koca bir kere seçildikten sonra, yasaların ve geleneklerin elverdiği ölçüde kadının hem efendisi, hem de
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.