Eve Giderken
Kızılcıklara gece çöküyor, Dağ devriliyor sanki güneş. Ah yaman sevdalar tepelerinde, Kızılcıkları koparmasınlar. Memleketten kaçıp gelmiş kuşlar, Vurulmuş sınırlarda. Mezarlarında cennet açılıyor,
"Bunların hiçbiri yok" dedim. "Önce sakin ol ve beni dinle lütfen. Yolun amacını doğru anla ki bu neden böyle, o neden böyle diye sorup durma. Çünkü sen bu gereksiz detaylarda boğulurken yol çoktan bitmiş olur, buraya belki eli boş dönersin ki buna çok üzülürsün
Reklam
Uçak Babama Selam Söyle
Karlı bir akşamdı Ankara'da; Son kez elele yürümüştük, Bitmesin istediğimiz yola. Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık Yazarsın bana demiştin. Bende yazarım sana sık sık. Ağlıyordum
Ben bazen sıyrılıp gidiyorum bu düzenden kendimden kaçıyorum .yolum bitmiş gibi davranıyorum. Doğrusu yolumuz da bitiyor. Yol da bizi yordu sürekli tekrarları yaşıyoruz sürekli bitişleri yaşıyoruz . Sürekli gidiyoruz kendimizden . Kendimden gidiyorum boyuna bununla nasl baş etmem gerekiyor bilmiyorum ama içim kur ve git diyor anlamsızca
Geçmiş hayatımıza, zihnimize bir karınca misali takılı kaldıkça hayatta ilerlememiz, nehrin akışında yol almamız imkansızlaşır. Pranga misali bizim ruhumuzu eski kalıplaşmış düşüncelere, inanışlara, yaşanmışlıkları hapseder. Oysa olmuş bitmiş, üstünden zaman geçmiş bir olayı tekrar ve tekrar zihnimizde canlandırıp yaşamanın bizlere hiçbir faydası yoktur.
Hayat, zaman içinde zamanı, mekan içinde mekanı barındırır da, insan bir yerlere doğru yol aldığını zanneder. Zavallı insan, gelecek yıllara ilişkin müthiş planlar yaparken, aslında o yılların yaşanıp bitmiş olduğunun farkına varmaz.
1.000 öğeden 941 ile 950 arasındakiler gösteriliyor.